Çocukluk arkadaşımdı TURGUT
Annesi ölmüş
İki analığın arasında kalmıştı
Feodalizmin bataklığına bulanmıştı
Beraber gazoz kapaklarıyla oynar
Çayırlarda at yakalar
Biner
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu derin icerikli siiri ve sizi kutluyorum..'Bir ciglikla gözlerimi actim sicacik kollara - kimi sevgileri daha dogarken yasak etmisler sabilere,kullara..' Saygilarimla..
Türkiyede yetim olmak kadar zor olan hic bir sey yok galiba. Cocuklar ne annesiz nede babasiz kalmali. Onlar ciek gibi öperek, oksanarak ve severek doyurmali, bu gidayi ise cocuklarina ancak ve ancak anne ve baba verebilir.
Duyarli yüreginizi kutluyorum. Saygilar...Türkan DİNÇER
Yüreğine sağlık sevgili dostum. can dostlukları anlatan bu güzel paylaşımın için de teşekürler
Sevgilerimle Şebap TEKER
böyle güzel bir dostun ölüm haberini yıllar sonra duydum yazmışsınız niye o kadar ihmal ettinizki dostunuzu be üstadım
___
güzel bir hatırat olmuş Cebbar abi....
ve aslında bir kişiye yöneltilen bazı ahvamlar işin esasında bir toplumu anlatmış. Yada toplum içinden bir kesimi... Yetimliği ziyadesi...
ben bu şiirde Hayaloğlunun Rıza'sı ile beraber Mustafa şiirim de dile aldığım Ahmeti hatırladım. Daha doğrusu çok şey hatırladım.
Yüreğinize sağlık.
sevgi ve selam ile
____SEVDAZAN___
Mustafa Çelebi ÇETİNKAYA
offf offfff.......
ya ağabeyim ne bu ya... bu kadarda olmaz. çocukluğumuz aynı geçimiş. bu kadar benzerlik aynı yöreden oluşumuzdandır.
arkadaşınıza Allah gani gani rahmet eylesin. sanırım bu gerçek bir hikaye. beni çok duygulandırdı. içimi yaktı desem yeridir.
inan yorum yazcak hal bırakmadın. aslında o kadar çok şey yazasım var ki.....
aslında ben yazmasam da sen anlarsın neler yazağamı.
hürmetlerimi gönderiyorum..
Keskin bir hançer gibi acıttı şiir içimi,ama yinede ölümsüz dostluğa tutundum.Güzel yüreğinize,kaleminize sevgi ve selamlar.
Dayanamamıştı kahpeliklere
Alçaklıklara yenik düşmüştü
hangimizi yenmiyor ki üstad..Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun..vefalı arkadaşa ve yüreğin inceliğine selam olsun..
saygılar
bu yaşam kesiti öyküsünü şiirde ağlatmış...az değil...ölüm süslemiş anıların en yücesini...az değil yürekten koparılan sevgi bahçesinin tüm meyvaları kurumuş...bu öykü bu öykü kadar cesur olmuş bu ölüm...çok teşekkürler...ustam
ÇOK DUYGULANARAK OKUDUM,HİKAYE TADINDA AKICI BİR ANLATIM...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK ÜSTADIM...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta