Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Betim benzim ondan buğday sarısı
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Muhterem Şairim,
Zat-ı alinize sitemim var. Bu sabah bütün dengelerimi alt üst ettiniz. Bu nadide şiiriniz ile alıp götürdünüz beni çocukluğuma ve benim gibi bir yanı çocuk kalan tüm dostları.
Değerli dostlar çok güzel yorumlar yapmışlar şiir ve çocukluğumuz üzerine; Bir dost diyorki ' Çocukluk ömrün yarısı' Kıymetli büyüğümüz de şöyle demiş ' Bugünlerde böyle değil arkadaş, çoğumuzda artık ömrün tamamı' her ikisine de katılıyorum.
Ömrün ortasındayız, sonundayız. Yaşamın kıyısındayız ne fark eder. Hangimiz çocuksu düşlerimizde kalmadık. Hangimizin elini bir söğüt dalı ile oynarken bıçak kesmedi, hangimiz mutluluğun resmini çizmedik gökyüzüne ve hangimiz bir Medine hurması hatırına yarım gün oruç tutmadı.
Yüreği çocuk kalanlara selam olsun ve benim gibi hala çocukluğunu arayanlara acizane bu şiirden benden olsun. Engin saygı ve hürmetlerimle
Keşke Çocuk Kalsaydım
Doğduğum köyde geçti çocukluğum,
Müsavi olmasa da, şehir çocuklarının yaşantılarına yaşantım.
Ben şehir çocukluğunu rüyamda yaşadım.
Bağcıklı ayakkabılarım olmadı, hiç uçurtma yapmadı babam bana,
Emanet uçurtma uçurttum, rüzgarlı havalarda.
Ödüm kopardı, ya elimden kaçarsa diye emanet uçurtmam,
Uzun olsun diye uçurtmamın ipi,
İpin ucunu kemerime bağlardım.
Şehir çocuğu olurdum hayallerimde,
Uçurtmam renklenirdi gözümde,
Ve uçurtmam,
Herkesinkinden daha yüksekte.
Çocuklar tutmak isterdi ellerimden,
Koşardım, ardıma takılan çocuklardan kurtulmak için
Düşerdim,
Uyanırdım birden, şehir çocuğu hayallerimden.
Şimdi
Şehirdeyim.
Ne çocukluğumdaki şehir çocukları var,
Ne de rengarenk uçurtmalar ellerinde,
Kim bilir!
Kaç ipi kopmuş uçurtma uçar,
Şimdi onların hayallerindeki köylerde.
Keşke
Onlar gibi bende o köyleri hayal edip bulsaydım,
Hiç büyümeseydim,
Emanet uçurtmamla rüzgarlı havalarda ben hep köy çocuğu kalsaydım...
cocukluk insan ömrünün dönüm noktasıdır
gelişimde kritik dönemdir. cocuk üzerine bir şey yazılmamış beyaz kağıt gibidir.nakış nakış işlenilmeyi bekler her safhada.küçücük yüreğiyle büyük adamdır o. yeri geldiğinde haberi ondan alırsın çocuk deyip de geçme aklına şaşar kalırsın
yedi iklim aydınlık yarınlardır o. öldüğünde uçmağa gider kalırsa koçyiğittir vesselam
cocuk ömrün yarısı
bal peteğin arısı
sonbaharın sarısı
çocuk ömrün yarısı.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
Uyanıkken rüyâ gördüğüm günler
Gelir bu kâbustan alır mı beni
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Teneke çıkrığım, tahtadan atım
Dönersem Serçem tanır mı beni
Diner mi ruhumun büyük ağrısı
Çocukluk dediğin, ömrün yarısı.
ÇOCUĞA DEĞEN HER GÜZELLİK BİR KARDELENİN EDASINDA ASALETİNİ YANSITIYOR....
KALEM NE GÜZEL İŞLEMİŞ BİZDEKİ SAF VE GERÇEK BİZİ....
ÇOCUK YANIM LEKE TUTMAZ İNSAN YANIM.....
TEBRİKLER ŞAİRE ŞİİRE....
Çocukluk dediğin, ömrün yarısı.
Bu günlerde öyle değil arkadaş
Çoğumuzda artık ömrün tamamı
Selam
ve ilginç bir şey daha... Çocuklar bu yaşlarda henüz soyut somut kavramın ayrıdında değillerdir. Soyutu yaşarlar ama bilemezler. Tıpkı balığın denizde ama denizden habersiz yaşaması gibi. Dolayısyla çocuklar somut kelimlerle konuşurlar. Sevgiyi tarif edemezler mesela ama annelerini severler. üzüntüyü açıklayamazlar ama üzülebilirler. Somut kelimlerle souyutu (sonsuz hayaldünyalarını) en iyi anlatan bence çocukalardır.
Çocukların konuştuğu her söz her keilme bence yazılagelmiş en iyi şiirlerdir belkide...
Çok uzun şiirleri hep değerli sayarlar. Bazıları öyledir de.
Ya bu şiir. Özlü. Muhteşem. Gerçekten muhteşem.
Çok duygulandım.
Derin ırmak çağrısı
Masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Ve güneş yüklü saman kağnısı
Babadan duyulan o mahzun gazel
Harman
Beti benzi ondan sarı.
Uyanıkken görülen rüyalar
Teneke çıkrık, tahta at
Ve
Ve
Ve
Dönerse
Tanır mı
O günlerdeki serçe.
Bir şiir, bir çocukluk şiiri ancak bu denli etkili ve güzel olur.
Harikaydı. Sözün özü harikaydı.
Güzel dizeler şairim çocuk yüreğinize sağlık.
Fikret Şahin
Ne güzel bir şiir... İbrahim bey, sizn de vurguladığınız gibi şiire çocuk gözüyle bakmak... Çok önemli bir şey bu, Bunun üzerine bir yazı hazırlıyorum. Şu dizelere bakın lütfen.
Akşam akıp denizi bitirebilir
yani yutabilir de denizi
tasmasını duvara asıp
yenilenleri kaldırıp atabilir
duvarda deniz var
ağacın içinde bir kalp
ağacın içinde deniz var
belki denizin içinde bir kaplan
Bu dizeler belki hiçbir anlam ifade etmeyebilir okuyan için. Ancak bu bir dev gibi bir hayalgücünün ürünü ve en fazla 50-60 kelime bilen biri tarafından dile getiriliyor. Bu dizeleri söyleyen 4 yaşında henüz okula gitmeyen ve dediğim gibi ancak belirli bir sayıda kelime bilgisi olan yeğenimin sözleri. :)))
İnanılası güç ama doğru üstelik ben hiçbir harfini değiştirmedim. Bir havuzun kenarında otururken o anda hayalinde canlandırdığı bir olayı anlatıyordu bana. havuza deniz diyordu ve denizin içinden bir kaplanın çıkacağını söylüyordu. ilgimi çekti söyledikleri not ettim cümle cümle...
Bir çocukla bir filozof aslında aynı gözlerle bakarlar dünyaya, ikisi de meraklı ve sorgulayacıdır. anlamaya çalışırlar içinde bulundukları kozmosu. Filozofu çocuktan ayıran tek özellik, onun bilnçli bakıp sorgulamasıdır. İşte burda şiir giriyor devreye, şiir bilinci yadsır, anlamı öteler o salt bir dil, bir yapı peşindedir. Bu yüzden şiir anlamdan kaçar kapatır kendini. çünkü bir tek şeyi anlatan değildir şiir. o birçok şeyi anlatır.
Şiir az sözle çok şey anlatmak olarak da tanımlanır ya hani. İşte burada çocuğun yaptığı da tam da budur. O çok şeyi hayaledip kurgulayan kafadan ancak sınırlı sayıda bildiği kelimlerle bahsetmekte...
Sizce de müthiş bir tespit değil mi bu...
Müthiş bir şiir,kaleminize ve gönlünüze sağlık..
güz ve hasret yüklü akşam bulutu.en çok bu dize hoşuma gitti akşam güz ve akşam tam bir çağrışım oyunu var.
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta