Çocukluğumun Köyüne, Köyümün İhtiyarlığı ...

Aynur Uluç
498

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Çocukluğumun Köyüne, Köyümün İhtiyarlığına 1

ÇOCUKLUĞUMUN KÖYÜNE, KÖYÜMÜN İHTİYARLIĞINA GİDERKEN

dilini geri çekmiş kedi bakışı
her kapının yüzünde yıkık bir duvar
yılların inancına tanık zaman yolcusu
kiliseden bozma cami çeşmesi

ah, halı üstünde toz olsaydım yıllar öncesinden
bahçe ısırganına göz olsaydım
boynu bükük durur muydu beli kırık tabure
ayak sesini bilir miydi dedemin ağır aksak usulca
tanır mıydı gübrelik yanında
çamaşır yuğan kadını zaman

börek kokusu geliyor burnuma
pirinçli çökelekli is bulaşmış yüzüne
alazı göze alıp
bel ağrısı katıklı kül sıvanmış sesine

işte geliyorum sana bakraçlı saçak
unla şeker çuvalı…
badaldan çıkıp hayat’a
hayata bakmaya geliyorum

çocuk gözüyle görüp asma hayaletini
yetişkin gönlüyle süzmeye talibim
kimselere duyurma
tütün kokusu kaçmış karanfilin genzine

Aynur Uluç

ÇOCUKLUĞUMUN KÖYÜNDEN, KÖYÜMÜN İHTİYARLIĞINDAN DÖNERKEN

Her baktığım yerde karşıma çıktın
Yıllar sonra buluştuğum her görüntüde
Gördüm yorgun siluetini
Tütün köklerinde anlamlanan ömürler
Salaçlar; yağmurdan kaçırılan
Toprak kokusu sarınca her yanı
Güleç güneşin gökte imzası
Gökkuşağıyla bağlı entarilerin
Çiçek deseni yüreklerinde
Tanıdım seni boyut

Elde kandil, tarla yolları
Azığın üstüne doğardı her yeni güneş
Tere karışırdı söylenen türkü
Kavak yellerinde sevdalı yürek
Çiftte, orakta, harman yerinde
Nakış nakış işli haşhaşlının içinde
Tanıdım seni boyut

Bir güğüm süt için ahır kokusu
Bahçe çeşmesinde yıkanan yıllar
Kiraza dayalı merdivenin birinde
Çapa tutan nasırların yüzünde
İki büklüm kadının bel izinde
Tanıdım seni boyut

Çocukluktan, kendimden
Saran sarmalayan köyümden
Nenemden, dedemden, ayak izimden
Bir hatıra olasın diye
Aldım getirdim seni, ceketimin cebinde
Çünkü adın emekti

Aynur Uluç

Badal: Merdiven

Hayat: Üst katta bulunan oturma odası (yöresel kullanımında)

Salaç: İpe dizili tütün yapraklarının güneşte kurutulması amacıyla yapılmış tahta araç

Bakraç: Çoğunlukla bakırdan yapılmış küçük kova

Saçak: Altına konan malzemenin kuru kalmasını sağlamak için yapılmış üstü kapalı önü açık bahçe alanı

Haşhaşlı: İçine dövülmüş haşhaş konularak yapılan bir tür hamur işi

Aynur Uluç
Kayıt Tarihi : 18.7.2005 09:04:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nilgün Aras
    Nilgün Aras

    Birbirlerine sıkı sıkıya bağlı görünüyorlar, tamam. Yine de bu iki şiir, iki ayrı sayfada mı yer almalıydı dedim kendi kendime. Fakat bunu söyleyen sadece çok çabuk yorulan zihnimdir belki. Belleğimin, çocukluğumu saklayan odalarına güm güm vurulduğunda özellikle.

    İsminden başlayarak ilk şiirin yüreğimde bıraktığı ilk izlenim işte bu. O loş oda kapılarına güm güm vurduğu ve beni sadece çocukluğumun köyüne değil, o muhteşem fakat iç sızlatıcı anılar diyarına değil, bastırmaya çalıştığım muazzam bir özleme de geri götürdüğü.
    Bastırmaya çalışıyorum, çünkü, ölüm kadar çaresiz.
    O köy hem henüz var, hem de uzun süredir yok çünkü. Artık başka bir şey.

    'İşte geliyorum sana bakraçlı saçak'

    Bilmiyorum ki yerli yerinde mi o saçaklar, o bakraçlar.

    Diyelim, tıpatıp duruyorlar. Kimse dokunmaya cesaret edememiş.

    Peki ya, gübrelik yanında çamaşır yuğan kadın?

    O nerde.

    Duyabilir miyim dedemin aksayan ayak seslerini.

    Ben çıkabilir miyim hayata, asla hesabını yapamadığım, asla öngöremediğim belirsiz bir Hayatın ufkuna heyecanlı gözlerle bakabilmek için yeniden.

    Zulmeden şairlerin, zalim şiirlerini okumakla mı geçecek bugünüm?

    Bensiz yeni başlangıçlara, yepyeni öykülere kucak açıveren, açagelen, açagidecek olan köyüm.
    Nasıl nasıl nasıl affederim seni.

    Nasıl nasıl nasıl unuturum seni.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    Yıllar önce üniversite yıllarımda bir kitap okumuştum. Adı : ' Antik inançlar ve modern hurafeler' idi..

    Bilgi işlem merkezinde çalışırken antik dönemleri araştırmaya yönelmiş bir yazardı hatırımda kaldığı kadarıyla kitabın yazarı..

    Şiir ilerlemenin kozmik değerler yönünden bir gerilemeye tekabül ettiğini savunmuyor elbet o kitapta belirtilen rijit çıkışlık içinde.

    Ama aşiret havası kokan yarı yerleşiklere ait havayı veriyor ya özellikle birinci şiirde..beni oralar oldukça sardı..

    İkinci şiir kentli ve modernist bir bakışla ve biraz ideolojik bir yaklaşımla seyrediyor köyü..

    Tutun ve yüzleştirin hayatları..

    Diyordu bir şair...

    Değerler sistemi olarak ele alındığında insan vücudunun doğasına uygun olan için modernizmin aykırı kaldığı yönündeki tezler gün geçtikçe daha bir haklılığa doğru yelken açmakta.

    Postmodernist düşünceler ise çıkış noktasında barındırdıkları eklektizm nedeniyle sanki hızla ilerleyen çevre problemlerine çözüm olamayacak gibi gözüküyor..

    Bu şiir bu yüzden öngördüğü gelecek düşüncesinden çok hayatları yüzleştirmedeki objektif duygu partikülleri dolayısıyla ferdi ve içsel fütürolojimizde yankılanmalar yapabilecek ve bir çok şeyi yeniden gözden geçirmemize yol açacak ögeler manzumesi olarak gözüktü gözüme..

    Tebriklerimle









    Cevap Yaz
  • Funda Bilgili
    Funda Bilgili

    Şaireye yaramış tatil:)) Gerçek bir köyde, böyle sıcacık anılar yaratabilme şansım olmadı hiç. Ama dizelerinle bilmediğim bir diyara yolculuğa çıkardın beni. Tebrikler güzel arkadaşım.

    Cevap Yaz
  • Ali Aydoğdu
    Ali Aydoğdu

    hiç yabancılık çekmedim ben bu sayfaya!

    daha dünden kalma börek kokuları burnumda ! nenemin o kocaman toprak fırınından süzülen !

    tbr aynurum ...

    Cevap Yaz
  • Nesrin Göçmen İnankul
    Nesrin Göçmen İnankul

    Aldın savurdun beni yıllar öncesi mutluluğuma...
    Teşekkürler Aynur, sevgimle....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Aynur Uluç