1/:
-G i r i ş-
Ne zaman gün kızarsa nal gibi
Akşam çökse bir dev gibi çatılara
Bulutlar yaprak gibi titrerler.
Yırtılırlar ortasından ufuklar
Çıka gelir çocukluğum uzaktan
Rap rap rap! Çakı gibi
Tef çalar. Perde kurar...
2/:
-Perde Bir-
Bir kadın ışıl ışıl gülümser
Bir baba üzerime eğilir ılık ılık
Yumuşacık bir şey konar alnıma
'Şap! ' eder damla gibi
Perde kapanır. Işıklar söner...
3/:
-Perde İki-
Gözlerimin zeminini ören kare,
Dolar gün be gün ve tatlı tatlı.
Bir kelebek dolanır çevremde
'Pır pır'' ederek ve bin kanatlı
Der ki o an şarkılı bir ses:
'Bak bu annendir senin.
Babandır bu, bu da ninen...'
Kare dolar habire.
Mırıl mırıl türkülü bir ses:
'Bu da yaşlı ve bilge dededir.' der...
Perde kapanır. Işıklar söner...
4/:
-Perde Üç-
Korkutucu sesleriyle kurtlar ulur dağlarda.
Karanlık geceler uzar ha uzar.
Oturtur torununu dizi dibine,
Saçlarına kar yağmış bir bilge nine,
Akmaya başlar ilk masalına
O an Keloğlan iner avuçlarıma
Tatlı mı tatlı ve mırıltılı bir ses:
'Bir varmış, bir yokmuş...' der
Perde kapanır. Işıklar söner.
5/:
-Perde Dört-
Pamuk beyazlığında ve yumuşak bir el,
Mavi nazar boncuğu asar omuzlarıma.
Okur kuru dudaklarıyla mırıl mırıl,
Okur gözleri kapalı...
Omzumda rengarenk çantam,
Saçlarım lüle lüle taralı.
Yeni boyalı ve gıcır gıcırdır,
Şu anda ayaklardaki pabuçlar.
Kalbimden serçeler uçar.
Pamuk beyazlığında bir el,
Yumuşacık saçımı okşar,
'Saklasın Rabb'im nazardan' der
Perde kapanır. Işıklar söner.
6/:
-Perde Beş-
Mızrap tutan bir el dokunur,
Uzun saplı bağlamanın teline.
Fidaydayı söyler ince bir ağız.
Siyah takım elbiseli bir adam,
Kalın kaşlı ve karayağız...
Açar o uğursuz siyah deriden çantasını.
Bir kere parlar usturası,
Makası 'Şak! ' eder.
Bir acı yayılır bacaklarıma.
Kara giysili adam sırıtarak:
'Oldu da bitti, maşallah! ' der
Perde kapanır. Işıklar söner.
7/:
-Perde Altı-
Ay doğar oylum oylum dağlar ardından,
Gün doğar gözüme ipil ipil,
Salkım salkım söğütler dökülür,
Yosun yeşili serin sulara.
Bizim mahalleden bakınca,
Diğer mahalle görülür.
Ayşe kızın saçları sarı,
Gözleri dut kurusu.
Ayşe okuldan sıra arkadaşım,
Gönlümün tarifsiz duygusu.
Ayşe kızın anası yabancı değil
Uzaktan akrabası babamın
İçimden bir ses,
Nefes nefese... Der:
'Bu kız çocukluğumun sevdası...'
Perde kapanır. Işıklar söner...
8/:
-Son Perde-
Ne zaman güneş kızarsa karşımda,
Pencereme usulca ve sinsice,
Sinse karanlık bir yaygı gibi akşam.
Ela galsa gözlerim uzaklara.
Çocukluğum yorgun argın,
Çıkıp gelse karşıdan,
Perde kursa ufuklara,
Tiril tiril titrese gönül kuşum.
Şu kadın yani çocuklarımın anası,
Biraz asabidir de eşim,
Tutup uçundan camdaki perdelerin,
Çeker ve kapatıverir önümü.
Ne gurubun kızılı kalır,
Ne de temsili çocukluğum.
Der: 'Sofra hazır! '
Perde son kez kapanır,
Bütün ışıklar söner...
Kayıt Tarihi : 19.2.2006 16:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!