Çocukluğumun Dağları Şiiri - Onur Al

Onur Al
23

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Çocukluğumun Dağları

Gökkuşağını ve,
Kuzey ışıklarını gördüm az önce penceremden.
Pencerem ki bütün pencerelerle aynı.
Bir ben, ben değilim bu gece,
Her şey öylecesine aynı.
O baktığım dağ,
O parlayan yıldız,
O uzaklardan gelen ırmak sesi,
O aşık olduğum gece mavisi,
Yani o hayran olduğum tablo,
Dün gibi, yıllar öncesi gibi aynı iken,
Ben, neden ben değilim bu gece ?

Peki nedir, niyedir, neyedir,
Bendeki bu ben olmayışlık ?
Tanrı'nın alakası var mı bununla,
Olmaz olur mu !
Hele şu yaza kefen giydirmiş dağlara bak,
-Ki çocukluğumun dağlarıdır onlar-
İşte o dağları içimde Tur gibi,
Kutsal kılabilecek kimdir ?
Şayet onların kutsallığına kıble bile şahittir.

Ey çocukluğumun dağları!
Size bir mektupname yazasım var.
Öyle matem dolu ki hem,
Şu içi ışıksız üç virane evin,
Duvarlarında ölmüş son kahkaha sesleri kadar...
Ah dedem yurdu,
Öyle mahsunum ki şimdi,
Sanki o son ateşe suyu ben dökmüşüm.
Sahi dedem yurdu,
En son ne zaman tüttü ocağın,
Ne kaynattılar ateşlikte en son?
Ah dedem bağı,
Çocukluğumun dutları nereye gitti,
Kim çaldı o tadı dilimizden?
Ah dedem evi,
Kar kapatmış yollarını,
Kim vurur artık senin?
Sarı Kız'ın ahırı,
Karabaş'ın yuvası,
Şimdi kime teslimdir?
Ha bir de dedem,
O balıkları kim çaldı ordan,
Sonra suyunu da kesmişler hem.
Ahh dedem ahh,
Gör zaman nasıl geçmiş üzerimizden,
Bak, bir ahlar kaldı dilimizde,
Bir de ahları yazan kalem.

Onur Al
Kayıt Tarihi : 24.3.2019 15:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Onur Al