Gözlerimi kapattığımda, bir masal dünyasına adım atar gibi eski anılarımın arasında dolaşıyorum. Çocukluğumun izlerini sürerken, saklambaç oynadığımız o eski sokakları, ağaçların dallarına tırmandığımız parkları hatırlıyorum. Ancak ne kadar ararsam arayayım, o anıları tam olarak bulamıyorum. Belki de hiç yaşanmamış olan bir çocukluğun peşindeyim.
Her insanın içinde saklı kalmış bir çocuk vardır. Zamanla büyür, olgunlaşır, ama içimizdeki o çocuk hep orada, bir köşede kalır. Benim içimdeki çocuk ise biraz kırgın, biraz da eksik. Yaşayamadığım çocukluğumu arıyorum. Belki de o çocukluğu hiç yaşamadan büyüdüğüm için, bugün bir şeyler hep yarım kalmış gibi hissediyorum.
Çocukluğun saf mutluluğunu, endişesiz oyunlarını, hayatın yüklerinden habersiz o günleri düşünüyorum. Oysa ben, çok küçük yaşlarda hayatın gerçekleriyle tanıştım. Büyüklerin dünyasına erken adım attım ve o dünyanın ağırlığı altında ezildim. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o kayıp çocukluğu bulmak istiyorum. Oysa anlıyorum ki, bazı şeyler geri gelmiyor. Geçmiş, geçmişte kalıyor ve biz sadece o anıları hatırlayarak bir nebze olsun teselli buluyoruz.
Çocukken düşler kurardım. Gökyüzüne bakıp bulutların şekillerini hayal ederdim. Belki de o hayaller, benim gerçekliğimden kaçış yolumdu. Şimdi yine gökyüzüne bakıyorum ama o eski hayallerin yerine daha gerçekçi, daha ağır düşünceler yerleşmiş. Çocukluğumu ararken, aslında kaybettiğim hayal gücümü, masumiyetimi arıyorum.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta