Annemin yaptığı muhallebide,
Naftalin kokan sandıklarda,
Tabanları yırtık bebek patiklerinde
Çocukluğumu aradım yine.
Albümlere dalıp gittiğimde
Fotoğraflarla yolculuklar başlattım maziye.
En çok ilkokula yeni başladığım bir anın resmi yaktı içimi.
Hani siyah önlüğümün üstünde
beyaz yakalığım olması gerekirken olmayan bir uzun zaman diliminin yani yokluğun resmedilmiş hali bir resim.
Saçlarım darmadağın
Süslü püslü çocuklar arasında sanki hoyrat bakışlarım
Ve sanırım annem tarayamamış saçlarımı
Hasta yatağından kalkıpta.
Hey gidi günler diyerek beni susturan bir resim bu
Yaşamım kadar siyah beyaz.
İlkokula, ortaokula ait ne çok anı canlandı gözlerimde!
Ortaokulda oynadığım
‘’MUSTAFA KEMAL YETİŞ‘’i nasıl unutabilirdim ki?
Türkçe öğretmenim Remzi Bey'in yazdığı o oyun nasıl çıkar aklımdan?
Nasıl gülümsemeler oluşmaz yüzümde?
Hani çevirip zamanı tersine,
Kızıma; Huriye hanımın oğlunuzu isteriz diye yaptığımız dünürlüğü
Ve önce düğün sonra nişan diye direttiğimiz sahneleri nasıl anımsamam?
Daha dün gibi
Ve inadına gırgır geçer gibi zamanla
Damat adayının ikram ettiği kahveleri yudumlayışımızı
Ve akabinde çayda çıralarla, deliloylarla şenlenen anları
Nasıl unutur insan?
Sonra o buz gibi duvarlarına kapanışımız gelir aklıma.
Yatılı okul yaşamına hapsedilmiş çocukluğum,
Bir film şeridi gibi geçerken gözlerimin önünden
Yatağımızı ısıtmak için gizlice ütülediğimiz çarşaflar nasıl unutulur.
Annemi evimi özledim diyerek kimseye göstermeden akıttığımız gözyaşlarında
Sıcak ekmeğin kokusunu duyarak yediğimiz bayat ekmeklerin tadında
Yemekhane ve çay kuyruğunda çok şey bırakmışım
Anladım zamanla.
Her resimde bir iz,
Her izde bir iç çekiş,
Varsa da yoksa da çıkmıyor insanın içinden.
Kim verebilir bize o masumluğu?
Kim bilebilir arkadaşa can olabilmenin huzurunu?
Şimdi hepsi birer birer yiterken bu güzel değerlerin
Haydi tüm yaşayamadıklarımızı bana, bize geri verin!
Bir yandan büyürken biz
Siz anlamadınız bizi
Ne çocukluğumuzu yaşayabildik,
Ne yarına mavi umutlar büyütebildik.
Ne oyuncaklarımız oldu süslü püslü
Ne de özgürlüğe yetti türkülerimiz.
Haydi bari şimdi duyun da
Çalmayın gençlerimizin, çocuklarımızın,
Hayallerini
Mavilerini
Onlara mutlu bir gelecek verin.
Verin ki kabus gibi önümüze çıkmasın
Ölü düşleri mazimizin.
(İstanbul - 13.04.2018 - 14.36)
Leyla İnanKayıt Tarihi : 18.6.2018 11:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hey gidi günler!
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!