Çocukluğumda Ramazan Şiiri - Uğur Yahşi

Uğur Yahşi
28

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Çocukluğumda Ramazan

hislerimde yankılanır daha gelmeden
sanki sultana özel bir yeri var dı bu ayın
şirin mahallemde heyecan sarmıştı her haneyi
hummalı hazırlıklarla sahur için hazırlanmış hamurlar

gece telaşlı hazırlıkların kıpıdayışlarıyla
sanki rüyama girer gibi mis gibi kızarmış fosur fosur çörekler
top atılmış kimim umurundaydı
davulcu nameleriyle gelip geçer di
uykulu gözlerimi sıvazlayarak

öyle de olsa kaçırılması mümkün olmayan bir andı
anam der: 'sen daha küçüksün oruç için! '
belki tam anlamış değildim 'niye oruç tutulur? '
ama çok önemliydi ki herkes de bu 'hoş amedi'

çöreklerin arasına koydumu peyniri
ehh bir de yanında şöyle çok şekerli paşa çayı
daha ne isterim oruç tutmak için
ailece bir arada olmanın keyfini anlatmak ne mümkün dü

pencereden baktım her evin ışıkları yanmış dı
herkesde aynı heyecan aynı his olmalıydı
baktım karşı komşunun ışığı yanmıyor du
annem: 'hadi oğlum kapılarını çal uyandır! '

sanki farklı bir faza girmiş gibi heryer nur çökmüştü
ne olduğunu bilmesem de babamın bahsettiği samanyolu
o gün sanki bir başkaydı benim gözümde
yıldızlar sanki farklı batıyordu gökteki seranasında

sabah mı sanki başka bir sabah olmalı
ezanların kulağımda oluşturduğu nazenin dokunuşu
sakin sessiz sabahın ilk ışıklarıyla
rahmet olmalı ev hanelerini dolduruşu

oluk oluk işe giden işçilerin tan ağırmadan ayak sesleri
ritimleri bile değişmişti yürüyüşlerinin
artık aralarına katılamıyordum sabah ekmeği için
babam da yanaklarımdan öpüp katılmıştı o kalabalığa
bir hummalı günün işaretiydi arı gibi çalışmak

çocukluk işte tutmak gerekiyormuşcasına
tatmak istiyordum o hazı o hissi
elbetteki sabrı da veriyordu emreden
dudaklarım sususluktan kurusa da
açlık mı çok mesele değil di bu hazzı yaşamak için

akşama doğru tekrar bir hareketlenme başlardı mahallede
komşu apartmanların kapıcısı Hasan amca
yaşlılığına bakmaksızın kasketinin altında hissetirmeden
çeketinin altında omzu bükük mekik dokuyordu
'Hasan emmi' sesleri kulağımda çınlardı
aparman sakinlerinin iftarlarının eksiksiz olması için çırpınışı

bizde çocuklar vakit be vakit çelik çomak oynardık
ehh bir lastik top bulursak japon kalesi ne ala
yaramazlık parayla mıydı?
taş taş üstüste dizerdik bir iki metre
eee yıktımı top atışımı olacaktı vakit girmeden!

iple çekiyordum zamanı fakat yelkovan sanki direniyordu
tık tık seslerini sayabiliyordum iftar yaklaştıkça
her altmış saydığımda bir dakika daha yaklaşmıştım iftara
susuzluğum damağımı yakmış ve boğazımı kurutmuştu
ah bir top patlasa da kana kana kızılırmağı içsem

top atışı mı? giderdik yakınından seyretmeye
maytap atmaya benzemezdi bayramlarda yaptığımız gibi
vakit girdi mi sıgarayla fitili tutuşturuldu mu
önce 'pıt' diye bir ses çıkardı ve sonra müthiş gümbürdeme
kulağım sağır olurcasına ama sağır bile duymuş olmalıydı

sofraya yetişmek için eve koşardım
burnumda yemek kokuları tütüyor du
onbir ay otuz gün hiç görmediğim
bir manzarayla karşı karşıya şaşkınlık içerisindeydim
ailece beraber yemek mi? anlatılmaz bir duygu ve heyecan

annemin yarım tavukla maheretli çorbası ve pilavı
bulgur pilavını kaşıklarken hoşafsız olur mu?
lezzet mi sanki cennetten bir lezzet
acaba yemekler mi çok lezzetli yoksa damağımın hassası mı arttı?

çekilirdik köşelere iskemle taşımayacak kadar ağırlaşdık
babam sigarasının dumanına sarardı şükrünü
çaylar mı ağır bir iftarın üzerine bir şifaydı
devasa radyodan günün haberleri dinlemek
anlamazdık ama peder çıt çıkartmazdı

ezan okunur teravih beni çağırırdı içimden
rekatlar birbirini kovalardı salavatlarla
tesbihler çekilir di her bir ağızda
işte çoşkulu ramazan buydu çocukluğum da!

Dr. Uğur Yahşi Küçük Çamlıca 15.08.2010-15:00

Uğur Yahşi
Kayıt Tarihi : 16.8.2010 03:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ramazan münasebetiyle çocukluğumdaki Ramazan günlerine bir hatırlamadır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Uğur Yahşi