Mis gibi kokar portakal çiçekleri...
Aklıma geliverir çocukluğum...
Annemin hayaliyle,
Sanki boğazımı sıkar görünmez bir el,
Yıllarca silinmedi şimdi oldu kaç boğum!
Annemin elinde tüter,
Öyle bir kokar ki sabahın ilk içecekleri...
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
of of offfffff banada çocukluğumun mis kokularını özlettiniz arif bey.hele hele o portakal çiçeklerinin açtığı zamandaki ılık esen rüzgarla birlikte saldığı muhteşem koku yokmu insanın ruhunu bu bile mis gibi eden o koku.
ne çok özlemişim o yere dökülmüş portakal çiçeklerinden kolyeler bilezikler yapıp kattığımız o günleri.ne diyim bu güzel mis kokan şiirinizi elimde olsa yıldızlı 10 verirdim.saygı ve hürmetle portakal çiçeği kokusunda saygılar
Ne güzel bir şiirdi Arif bey.. İçimizde bir yerlerde sakladığımız çocukluğumuz hiç bir zaman unutmayacağımız yıllar...Şimdi o portakal çiçeklerinin kokusunu duydum.. Kutluyorum içtenlikle...Sonsuz saygılar...
ne güzeldi şiir.. yürekten kutlarım şairim sevgimle...
Her ne kadar yitip gitsede bizlerde saklı kalan o geçmiş güzel günlerin; Zaman zaman su yüzüne çıkarak bizleri yıllar öncesi yaşanmışlıkları yeniden yaşamamıza, neleri yitirdiklerimizi, neleri kaybettiklerimizi, niçe güzelliklerden mahrum kaldıklarımızı, anımsamamıza sebep...
Her baharda açan ide çiçeklerinin kokusunu alıyor gibiyim, kaysı çiçeklerinin beyaz, pembemsi rengini görür gibiyim...Şiirinizi okurken bir an benide çocukluguma götürdünüz....Kutluyorum Arif Bey...Güzelliklerle kalınız. Saygımla.
Çok çok güzel bir şiir... Çocukluğuma götürdünüz beni ansızın... 'Çocukluğum' kaybettiğimiz, unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz yanımız aslında...
Kaleminiz ve yüreğiniz daim olsun... Selam ve dua ile...
Çocukluğum!
Mis gibi kokar portakal çiçekleri...
Aklıma geliverir çocukluğum...
Annemin hayaliyle,
Sanki boğazımı sıkar görünmez bir el,
Yıllarca silinmedi şimdi oldu kaç boğum!
Annemin elinde tüter,
Öyle bir kokar ki sabahın ilk içecekleri...
İşte böyle hüzünler, bir anda biter!
Bir de hiç unutamadığım hışırtılı yel!
Neden esivermez asma dallarına!
Bir damla düşer fistanın allarına!
Mis gibi kokar portakal çiçekleri;
Öğle vakti, okul paydosu sevinçleri;
Ne güzel olurdu;
Mis gibi ayrana yufkanın doğraması,
Bazen tereyağlı bulgur pilavı,
Yanında mutlaka ayran olurdu!
İçenler bakınıp hayran olurdu!
Yakıcı sıcakta yürekler soğurdu!
Koskoca dut ağacının altında öğle uykusu...
Gururla gelirdi Tekir, ağzında günün ilk avı,
Hiç bitmedi kedilerin köpekten korkusu!
Az ötede kerkenezin cıyaklaması,
Karışır buna tavukların gıdaklaması!
.......
Çocukluğum...
İlkbaharda başlar yeniden doğum!
Şimdi de ilk duyduğum;
Mis kokulu portakal çiçekleri...
Bir de çoktandır unuttuğum;
Zamana kanıp, kendimi uyuttuğum!
Bu yüzden, ilk gözlerime gelen;
Portakal çiçekleri!
Neden yükseldi dört yanımda gökdelen!
Şimdi yoktur onların,
Bir yudum içecekleri!
Çocukluğum...
Yokluğum!
Bitmez burukluğum!
(13.04.2012 10.00-Adana)
Arif Tatar
Hocam sanslisiniz ne kadar güzel anilar, misk gibi portakal ciceklerinin kokusunu duyar gibi oldum inanin, sicak havada ayran icmeninde tadina doyum olmaz, dut agaci beyazi ayri güzel, hele karadut bambaska bir tad, (bu arada agiz yaralarina iyi geliyor karadut.) Kiymetli validenize Allah c.c rahmet eylesin hocam,üzülmemek elde degil, ama hayat devam ediyor...
Her yeni eskiyor anilarimiz bile.
Tekirin avini agzina alip görünmesi hersey bir tablo gibi su an gülümseyerek seyrediyorum :)
Cook begendim huzur veren cok güzel bir siir ama finali biraz icimi burktu beton yiginlari :(
Bende sevmiyorum yüksek binalari, bahceli evlere hasret kaldi günümüzün cocuklari...
Yüregine saglik Arif hocam, nice güzel siirlerde bulusmak dilegi ile...Tam puan listemde, Tebrikler...
Bitmez, geçmez o burukluk Arif Bey, Kardeşim... Doğayı çocuk oyuncağı bilirdik biz, şimdi ounla koca koca adamlar oynuyor, utanmazca! Yakıp yıkarak, bir daha yerine kaç elli yılda gelir bilinmez o muhteşem güzellik, o portakal çiçeklerinin kokusu...
Her yörenin benzer çiçekleri hep oldu... Kiminde portakal, kiminde ayva, kiminde nar, kiminde armut... Benim aklmdaysa hep akasya çiçekleri kaldı nedense... Salkım saçak iner, ortalık mis gibi esans kokardı sanki... Altındaki koyu gölgede bizler misket oynarken, kızlar garip çizgiler içinde sek sek oynardı...
Ya şimdi? Şimdi işte tıpkı sizin gibi 'burukluğu' kaldı içimizde...
Çok güzeldi şiir.. Kutluyorum Arif Bey şiiri ve sizi.......
Affan Dede'ye para sayarak çocukluğunu satın alıyordu bir şiirinde Cahit Sıtkı...
O şiiri anımsadım dizelerinizi okuyunca.
Ne yapsak,ne etsek geldiğimiz yöne dönemiyoruz,geri yürüyemiyorsuz.
Saltça belleğimizdeki görünürlükleri ortaya çıkarmaya zorluyoruz kendimizi ve bir anımsama yoğunlaşmasına giriyoruz...
Biraz sonra yeniden bozuluyor büyü ve 'şimdi'ye teslim oluyoruz.
Dizelerde Sayın ÇİFTÇİ'nin özel tarihi vardı.Özel olmasına,biçim değiştirmesine ,yerellik,görelik ayrıntıları olmasına karşın benim de çocukluğuma değgin izler vardı dizelerde serpilmiş durumda olan.
Çok sayıda izleğin;bütünlük,bir aradalık,çok parçalılık ,dil gibi bir çatıda toplandığını görüyorum. Geçmişin bu anılar damıtımını hayranlıkla okuduğumu söylemeliyim.
Kutluyorum Efendim.
Erdemle.
Anılar tazelenmiş anne kokusunda- zaman çok şeyi alıp götürürken- özlemimizı nostajilerle gidrmeye çalışıypruz. O çocukluk günleri en güzel en masum zamanlar ki- doğada öyleydi emevynlerde- şimdi çok farklı- kutlarım...
Çocukluğumuzla ilgili aklımıza gelen ne varsa inanıyorum ki aradan geçen zamanın kaybolan bütün renk, koku ve güzelliklerini de üstünde toplamıştır. Onun için böyle güzel gelmektedir bize. Ve bir de elbet o zamanlar henüz kaybetmediklerimiz, onların sıcaklığı..
Kaleminize sağlık sayın Arif Tatar...
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta