Mis gibi kokar portakal çiçekleri...
Aklıma geliverir çocukluğum...
Annemin hayaliyle,
Sanki boğazımı sıkar görünmez bir el,
Yıllarca silinmedi şimdi oldu kaç boğum!
Annemin elinde tüter,
Öyle bir kokar ki sabahın ilk içecekleri...
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Sevgili Arif hocam..Bana iskenderun`daki cocukluk günlerimi köyümüzün yetistirdigi 'Akcay Sekeri' ni hatirlattiniz.O mis gibi kokan portakal ciceklerinin kokusu hala portakal ismiyle kokar..bu arada Dörtyolun portakalinida akcay sekeri diye satarlardi..hos bir rekabet vardi..Saygilar hürmetler.
kaleminize yüreğinize sağlık şiir tadında kalın güzel çocukluğumuzun filim şeridi gibi gözlerimizin önünden geçtiği bir şiir okudum..
Arif Hocam tebrik ediyorum, harika dizelerdi, bir not eklemek isterim,hayat bizi daima çocukluğumuza götürüyor, eksik bıraktımlarımız var çocukluğumuzdan, aslında bazan çocuklaşıp yarım bıraktığımız özlemini çekipte yaşayamadığımız oyunlarımızı bir tenhada icra etmek var,
Arif abi ne güzel şöyle bir çocukluk anılarıma aldın götürdün beni hele ayrandan yufkanın doğramasını dizelerde okumam bir of çektirdi yüreğine sağlık değerli usta kalemini teprik ederim selamlar...
Çocukluk hatıralarınızı mükemmel dizelerle dile getirmişsiniz.Her dizesini keyifle okuduğum harika şiirinizi tam puanımla özden kutluyorum.Tebrikler...
Çocukluğun hatıraları hep güzelliklere dairse unutulmaz.
Özlemek de güzeldir ...
çocukluğun gğzellikleri ne güzel dile gelmiş değerl üstad yüreğinize sağlık,saygıyla...
İnsan benim gibi yetmişini de aşsa o çocukluk yıllarını unutmuyor.Ömrün en uzun en tatlı yılları çocukluk yıllarıdır.Bu ihtiyara yokluk, yoksulluk içinde de olsa güzel olan o çocukluk yıllarına götürdün. Tebrikler.
Selam ve sevgiyle.
Hepimiz yana yakıla çocukluğumuzu arar olduk. Sanırım yaşam sadece çocuklukta güzeldi. O güzel günleri anımsatan, bizi çıkarsız seven tek insanı, ANNEMİZİ özleten, güzel bir şiir okudum. Tam puanla kutluyorum.
Erzinde dedemlerin bahçesinde geçti çocukluğum .Mis gibi Portakal çiçeği kokardı...O günlere gittim. Tebrikler Usta
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta