Mis gibi kokar portakal çiçekleri...
Aklıma geliverir çocukluğum...
Annemin hayaliyle,
Sanki boğazımı sıkar görünmez bir el,
Yıllarca silinmedi şimdi oldu kaç boğum!
Annemin elinde tüter,
Öyle bir kokar ki sabahın ilk içecekleri...
İşte böyle hüzünler, bir anda biter!
Bir de hiç unutamadığım hışırtılı yel!
Neden esivermez asma dallarına!
Bir damla düşer fistanın allarına!
Mis gibi kokar portakal çiçekleri;
Öğle vakti, okul paydosu sevinçleri;
Ne güzel olurdu;
Mis gibi ayrana yufkanın doğraması,
Bazen tereyağlı bulgur pilavı,
Yanında mutlaka ayran olurdu!
İçenler bakınıp hayran olurdu!
Yakıcı sıcakta yürekler soğurdu!
Koskoca dut ağacının altında öğle uykusu...
Gururla gelirdi Tekir, ağzında günün ilk avı,
Hiç bitmedi kedilerin köpekten korkusu!
Az ötede kerkenezin cıyaklaması,
Karışır buna tavukların gıdaklaması!
.......
Çocukluğum...
İlkbaharda başlar yeniden doğum!
Şimdi de ilk duyduğum;
Mis kokulu portakal çiçekleri...
Bir de çoktandır unuttuğum;
Zamana kanıp, kendimi uyuttuğum!
Bu yüzden, ilk gözlerime gelen;
Portakal çiçekleri!
Neden yükseldi dört yanımda gökdelen!
Şimdi yoktur onların,
Bir yudum içecekleri!
Çocukluğum...
Yokluğum!
Bitmez burukluğum!
(13.04.2012 10.00-Adana)
Arif TatarKayıt Tarihi : 19.2.2013 10:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hiç unutamadığım; çocukluğum! Çok özlüyorum! Her kareye renkler düştüğünde, ilk gördüğüm beyazdı! Oysa şimdi hepsi kırmızı! Asılı dururdu aynı yerde annemin o güzel al basması… Ama şimdi hiç birisi yok!
Harikulade betimlenmiş dizelerinizi okuyorken, geçmişi anımsamadan ben de edemedim. İnsanı toprağından kopran, onu köleleştiren, iliğini, kanını sömüren emperyalist sistemin, biz doğanın insanlarını olgun meyveler gibi dalından tolması ve kendi adına bizleri tepe tepe kullanması ihanet değilmidir? İnsana bir alet, bir makina, bir eşya gözüyle bakan, sadece kendi çıkarlarını düşünen, paradan ve dünya varlığıdan başka düşüncesi olmayan, dünyanın mutlu azınlığuına duyduğum kin ve öfke gün geçtikçe daha da çok şiddetleniyor. Doğa, insan ve toprak, yaşamak ne güzel kendi toprağına bağlanarak... Çok sevdim çok... Antolojime aldım. Tam puan verdim. Paylaşım için teşekkürler...
TÜM YORUMLAR (33)