ÇOCUKLUĞUM
Yassıca köyünde duruyormuş hala evimiz
Orada mutluyduk annem babam, kardeşlerimiz
Solda teyzem, sağda amcamın evi hoş yaşıyorduk
Her gün çocukça gülle oynuyor, ip atlıyorduk.
Bahçemizde elvan türlü çiçekler güller açıyordu
Dut dallarında arılar salkım salkım oğul veriyordu
Çeşme yoktu Yassıca da, vardı çıkrıklı su kuyuları
Limon ağaçları vardı yanlarında, mis gibi kokuları
Köyde Ahmet Cemillerin çırçır fabrikası vardı,
Cümle âlem gelir orada pamuklarını satardı
Hiç unutmuyorum köydeki tek derslikli okulu
Severdim önünden geçerek Ceyhan’a giden yolu.
Pek yaman görünse de okul müdürü Zeki Mutlu
Yüreği yufkaydı çoluk çocuk hepimizi okuttu.
Kamil dedemdin dükkânı vardı köyün orta yerinde
Yüz paralık leblebi, çok olurdu önlüğün ceplerinde
Düdüklü, horozlu ve tespih şekeri hoş gelirdi bize
İkinci el kitapları bulmak mutluluk verirdi hepimize
Haydi akşam kahkeleri diye bağırırdı poker Recep
Bulurdu bir bahane çocukları hep peşine dökecek
Okulun yanında bir Na-Fa vardı hep yolları yapardı,
Sıcak kızdığı zaman her taraflar katran kokardı
Geziye giderdik okulca bazen küçük yaylaya
Çay demlerdik kaynak suyundan, güle oynaya
Kilise deresinde bir eski değirmen harabesi vardı,
Kara mezarlı Ahmet geceleri orada define arardı
Buğday biçerdi büyükler orakla, havalar sıcaktı
Büyük yaylaya koşardılar akşam suyu güzel akardı.
Oyuncakçı dükkânı yoktu köyde, her şey yereldi,
Telden, tahtadan yapmasını herkes kendi bilirdi,
Raşit dayım bizi ata bindirir, sonra çapa çektirirdi,
Şınalı at arabasıyla bizleri gezdirir tırpanla ot biçtirirdi
Karaçayca çimmeye giderdik, o zaman suları derindi
Taşlı kuyu, Demir Köprü, kandak yüzeceğim yerimdi
Bayramda mendilden torba yapardık tüm çocuklar,
Şeker leblebi koysa da herkes, hoş olurdu paralar.
Mıstık emminin çadırı vardı köyde, çalınırdı davullar
Karaağaç altına kurulur düğün dernek, çekilirdi halaylar.
Yetmiş kuruştu paso öğrenciye, otuz gün gidip gelmeye,
Kayıt olduğum ortaokuldan Yansıca’ya gelip gitmeye
Kompartımanda tıp oynardık vaktimiz geçsin diye,
Kondüktör girmezdi içeriye dayak yiyeceğini bile bile
Çok zevk aldığım şeydi erkenden istasyona gitmek
Gelip geçen trenlerin kara kara dumanını seyretmek.
Bekleme odası büyüktü ve sıcaktı istasyonun,
Buluşması güzel oluyordu orada gönüldeşlerin
Telgraf çalışırdı tak tik tak, yaklaşırdı sanki uzak
Ders çalışırdık okul vaktine kadar, olmazdı tuzak
Canlanıyor şimdi çocukluğum gözlerimde birer birer,
Yassıca köyü, tek odalı evimiz, okulumuz güzelim yerler.
SELAHATTİN ÖLMEZ
01.04.2010
Kayıt Tarihi : 6.4.2010 16:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!