Çocukluğum Şiiri - Atilla Barışer

yarım kalmış bir gülüştü çocukluğum
yoksul bir kentin
uzak tozlu yollarında
çürümüş bir istekti
hani baba türbesinde
bir genç kızın dudaklarında

kalaşnikof takırtılarıydı çocukluğum
akşamları başlar
sabahın seherinde kanla biterdi
Kartavin dağlarında, Tendürekte
ve Muş ovasında

Serhatın kışlarıydı çocukluğum
ince yollardı, yılan gibi kıvrak
iki metre kar altında
babaların ardından akan gözyaşları buz tutar
ve kurtlar kan işerdi

uzun beyaz gecelerdi çocukluğum
tandır diplerinde
çocukların ayakları,
Mirza Muhammet masallarıyla ısınır.
hayallerimiz Murat suyunda yıkanırdı

yaylalarda siyah çadırlardı çocukluğum
baharlarda açar, sonbaharda solardı
firariler siyah atların dörtnalıyla
gecenin karanlığında kaybolduğunda
korku basardı köyleri
ve sabahlara kadar
ateş yağardı gökten.

yoksulluktu çocukluğum
yemlik kokusu kenger tadında
kara gecelerde, berrak gökten
yıldızlar kayardı bilmezliğimizin üzerinden
bir sarı portakal
yüreğimizi gelincik tarlasına çevirir.
bize yarenlik ederdi üç gün üç gece

kelebek avıydı çocukluğum
sarı, kırmızı, beyaz kelebekler
hafif rüzgar, eskimiş paçalara dolanır
yüz üstü yere düşerdik
küçük kirli dizler kanardı.
kara gözler yaşla dolduğunda
kelebekler bize gülerdi.

bostan hırsızlığıydı çocukluğum
küçük ayaklar büyük adımlarla
bir günlük yol giderdi bir hıyar için
küçük eller surların üzerinden koparırdı
ayçiçeklerinin narin boyunlarını
iki nar da kızların koynundan

açlıktı çocukluğum
düşmanlıkta adı bilinmeyen bir köyde,
annesinin eteğinden uzak küçük bir yürek
kapıların ardına gizlenir
her gece sessiz ağlardı.
gölgesi, bir tandır kenarından ekmek çalardı
ve iki küçük gölge
ekmeğin sıcaklığını paylaşırdı
yaz sıcağında.

babasızlıktı çocukluğum.
muş hapishanesinde,
gardiyanların gölgesinde
hasretliği eritirdik birlikte.
sert bıyıktan bir öpücük konardı yanağıma
sert bir öpücük,
tütün kokusundan.
koca elleri ellerimi kuşattığında
soğuk demirler erir,
dururdu zaman
ve...
zozan olurdu zından.

kalaşnikof takırtılarıydı çocukluğum
akşamları başlar
sabahın seherinde kanla biterdi
umutsuz öterdi kuşlar
Kartavin dağlarında, Tendürekte
ve Muş ovasında