Yıllar önce evlerimizin önünde, bahçe duvarları üzerinde oturup gelecekle ilgili hayallerimizden bahsederdik. Okumak, meslek sahibi olmak, aile yaşantısına maddi manevi katkıda bulunarak daha iyi daha güzel günler yaşayacağımız umudunu tazelerdik uzun sohbetlerimizde.
Aileden biri seslenip eve çağırıncaya kadar ne güzel sohbetlerimiz olurdu.
Doyulmaz sohbetlerdi onlar.
Komşuluk, dostluk, aile konularında ufak tefek olumsuzlukları nasıl çözerdik, birbirimizi korur, komşularımızla yaşamanın güzellikleri ile mutlu olurduk. Kapılar çoğu kez açık dururdu.
Güvenirdik birbirimize. Hata yapmamaya, kalp kırmamaya özen gösterirdik.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Ben okul aile birliği yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum yılalrdır. Her an her gün her dakika çocuklarımızı gelecek olan tehilkelere karşı nasıl koruzuruz ve onların geleceğini nasıl hazırlarız diye düşünmekten ve gerekli önlemleri almaktan bıkmıyoruz. Gerek aaileleri bilinçlendirmek için gerekse çocuklarımıza gerekli eğitimi verebilmek için canla başla çalışıyor onların gelecek endişerini yok etmek için çaba sarfediyoruzx. Ama bu yeterli mi derseniz hayır değil. Çünkü toplum olarak çocuklarımızın üstünbden edinimler etmenin yolalrını arayan o kadar çok kişi var ki bunu anlatamam bile.
Hepimiz bilinçölenmeli ve hepimiz çocuklarımıza gereken ilgi ve sevgiyi vermek zorundayız.
Teşekkür ediyorum duyarlılığınız için. Sevgiler yüreğinize ve tam puanımı bırakıyorum sayfanıza
ELİMDEN GELDİĞİNCE ÜZERİME DÜŞENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM..OKULDA DERSLER VE ÖĞRETMENLERDE ÇOCUKLARI BİLİNÇLENDİRMEDE ÇOK YARDIMCI OLUYORLAR..BENİM ANLATMAYI UNUTTUKLARIMIN OKULDA TAMAMLANIYOR OLMASI BENİ SEVİNDİRİYOR..KIZIMIN EVE GETİRDİĞİ TESTLERDE TANIMADIKLARI İNSANLARDAN YİYECEK ALMAMAKTAN,ONLARLA BİR YERE GİTMEMEYE KADAR BİR SÜRÜ ŞEY VAR..AÇIKÇASI ZATEN ÇOCUKLARI KORKARAK SOKAĞA SALIYORUZ..MECBUREN GÖZÜ AÇIK YETİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ.
Alnindan opuldun BACIIIIIIIIIIIIIIIIIII!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
hassas bir konuya temas etmişsiniz tebrikler efendim . Öğretmenlik ve idarecilik dönemlerimizde bu hassas ve asli görevimiz konusunda gerek halk eğitim merkezleri gerek rehberlik ve danışma merkezlerini rahat bırakmadık hatta emniyet narkotik birimlerinden de yardım alarak okullarımızda velilerimize bilgilendirici seminerler düzenledik. Nevşehir rehberlik ve araştırma merkezimiz Türkiyedeilk öğrenci sosyal ve psikolojik sorunları ergenlik dönemlerinde yapılması gereken davranışlar konusunda seminerler hazırladı ve bunları defaatle tekrar ettirdik şimdi bilgisayar sunumlu programlara hazırlayıp sunuyorlar
ÖNCE ANNE BABALARIN EĞİTİMİ KONUSUNUN ÖNEMİ AŞİKARDIR OKULDA İSTEDİĞİMİZ KADAR BİLGİ VERELİM AİLE DESTEĞİ OLMADILÇA BU EĞİTİM VE ÖĞRETİM KADÜK KALMAKTADIR HATTA BEN BİRAZDA AŞIRI GİDEREK ÖĞRENCİ MECLİSLERİ GİBİ OKUL AİLE BİRLİĞİ MECLİSLERİ KURULMASINI VE İLLERDEN SEÇİLECEK VELİ TEMSİLCİLERİNİN BAKANLIK BAŞBAKANLIK MECLİS BAŞKANI VE SAYIN CUMHURBAŞKANINA VELİ GÖZÜYLE SORUNLARI ANLATMASINI ÖNERDİM AYRICA ÖĞRETMEN MECLİSLERİ OLMASINI EĞİTİM ÖĞRETİMİN SORUNLARININ YÖNETİCİLERİMİZE PROFÖSYENEL BİÇİMDE İLETİLMESİNİ ÖNERDİM MÜDÜRLER TOPLANTILARINDA İL BAZINDAKİ YÖNETİCİLERİMİZDE KALDI BU DÜŞÜNCELER MAAALESEF YUKARI İLETİLMEDİ ÇÜNKÜ TEK BACAKLI SACAYAK AYAKTA DURMAZ SADECE ÖĞRENCİ MECLİSLERİ KADÜK KALIR
öncelikle duyarlı yüreğinizi kutluyorum ve harika bir konuya değindiğiniz içinde teşekkür ediyorum selma hanım.
eğitim öncelikle ailede başladığını hepimiz biliyoruz ama eğer ki aile evlatlarına bir şey veremiyorsa eğitimciler ne yapsın.
sizle aynı dönem çocuklarıyız.bizler yazınızda anlattığınız gibi yaşadık.o zamanlar karşılıklı güven vardı dostluk ve arkadaşlık vardı ama maalesef günümüzde bunları yaşamak ve görmek çok zor.
sizi tekrar kutluyor ve sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.
müzehher
Sizinde yazınızda değindiğiniz ve sorguladığınız,çocukların yetiştirilmesi ve hayata hazırlanması,her ne kadar birbirine paralel bir uzantıyı izlesede,burada en önemli görev ailelere düşmektedir..Ailenin de çocuğuna verebileceklerini eğitim ile bağdaştırabiliriz..Yani,ebeveyn,kendi bilgi birikimi ve hayat görüşü olacaktır ki,çocuklarına,o eğitimi,ahlakı,erdemli olmayı,kısaca tüm insani vasıfları harmanlayarak verebilsin.Eğer duyarsız ve hayata hazır olmayan,bir sürü yanlış içerisinde bir toplum oluşmasına katkı sağlıyorsak,buna sebep ve en önceliki sebep ailelerdir..
Dışarı yaşamına gelince,çocuklarımız elbette okula gidecek,mahalleye yada arkadaşlarına takılacak,belli bir çevresi olacaktır..Aileler işte burada oto-kontrol mekanizmasını devreye sokmalıdır..Çocuğunu sıkmadan,çok fazla üzerine düşmeyerek,ama mutlaka takibi altında tutmalı,yaşamda karşılaşılabilecek olumsuzlukları,bilgi birikim,deneyimleriyle çözebilmelidir..O ince çizgiyi çok hassas kurabilmeli,bir yandan çocuğun aktif yaşamını etkilememeye dikkat etmeli çok fazla korumacı yapıda olmayarak,diğer yandan,çoccuğunu başı boş diye tabir ettiğimiz bir serbestliği tanımamalıdır..Ve zamanı geldikçede,çocuğuyla her tür bilgi alışverişinde bulunmalıdır..Ona gerekli bilgileri,kendi ölçüsü içinde verebilmeli,korkmadan bireysel yaşamın gerekliliklerini anlatabilmelidir aile...
Çok güzel bir uslupla,güzel bir konuyu kaleme almışsınız..Bu,duyarlılığınızı tebrik ediyorum..Sadece bir yerde,aslında doğru bir cümle olmasına rağmen,benim çok katılmayacağım,ya da tartışılabilecek bir kısım var..O da töre ve geleneklerimizin,insanlık onuruna hizmet etmesi deyişiniz..Bana göre,töre ve gelenekçi yapıyı biraz gevşetmeli ya da olabiliyorsa kaldırmalıyız..Neyse bu kısım,biraz konu dışı,başka bir yazıda konuşulabilecek bir mesele..Ben bir kez daha tebrik ediyor,saygılarımı sunuyorum..
Çocuklar bizim umudumuz, geleceğimiz, lafa gelince her şeyi onlar için yaparız ama gerçekten onlara ne verebildiğimiz konusunda şüpheliyim. Çok güzel bir konuyu akıcı üslubunuzla dile getirmişsiniz. Saç ayaklarından birisi kırık olduğunda devriliyor malesef. Duyarlı yüreğinizet tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum . Saygılar
GEL
Gel
Yeni doğmuş bir bebek gibi
Günahsız ve tertemiz
Bulutlardan düşen
Yağmur damlacıkları gibi gel
Yere düşmemiş
Tipi tipi yağ üzerime
Bembeyaz
Denizin maviliği ile gel
Kirletilmemiş
Baharın yeşilliği ile gel
Katledilmemiş
Kokuşmuşluk elbiselerini çıkar üstünden
İçindeki onursuzluk açlığını yok ederek gel
Ne olursan ol yine gel
Demem sana asla
Geleceksen
Namusunla
Şerefinle
Dürüstlüğünle
Vatanseverliğinle gel...
---------
Ben bu yazınıza katkı olarak GEL isimli şiirimle cevap vermek istiyorum.Ben anasının karnını tekmeleyen ayaklarda bir umut arıyorum ya da bugünün çocuklarında.Benden önceki aliremzi arkadaşımızın fikirlerine katılıyorum ancak 80 öncesi kuşağı da hep beraber yaşadık.Dilerim bu günkü çocuklar o günleri anlatan kitapları güzel okusunlar.Çünkü bir tuzağa bin defa düşülmez.Saygı ve sevgilerimle...
Türk gençliğinin en büyük sorunu 1980'densonra yurt ve Dünya sorunlarından koparılıp uyuşuk, eyyamcı ve duyarsız bir kuşak olmasıdır.
hep bu sancıların içinde kıvranmaktadır.
Duyarllılığınız için kutlarım.
Sayfamda '' Küçük Mustafa'' Günümüz gençliği yansıması.
Sorunlu, başıboş bir gençlik, ilgilendiğini sanan ebebyinler de çocoğu hice sayarak kendi istek ve beğini ölçüsünde bir yükleme yapıyor, yükü taşıyamayan çocuk eziliyor yok oluyor. Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta