ya lastik ayakkabı topuğundan, ya da
günyağsalayan başaklarından tekerleklerle
sapından, veya bir söğüt dalından okla
araba sahibi olurduk, sözde
baharda su yürümüşse yaprağa-dala
boru çıkarırdık, söğüt fışkırıklarından,
kesebilmişsek bir daldan kalınca
düdük de yapardık, ilk imalatlarımızdan.
baharda yeşil ekin yaprağının yarısını
iki başparmağımız arasında gerer,
duluğumuzu şişirip üflerdik
yaza doğru
soğan cukcukalarına başparmağımızı sokup,
açılan yere ağzımızı dayayıp
içimize çekerdik; cukcuk cukcuk
labada kökünden fıska
söğüt çubuğundan at,
tahta artıklarından, grayder, dozer,
çıta artıklarından ev, çatı,
araba, otobüs
çöğür dikeni ayaklı, dağ eriklerinden sürü
dereyi böğerdik,
dere götürürdü
barajımızı
bir gün, Gökdere’de
unuttum zamanı,
eve gelince
babam dövdü.
DİPNOT
yağsalamak: taklit etmek
günyağsalayan: ayçıçek
cukcuk: soğanın tohum veren dalı
fıska: şırınga, enjektür
böğet: suyu biriktirmek için önüne çekilen toprak ya da çamurla set
Kayıt Tarihi : 6.11.2007 09:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!