Çocuk sevindi, günlerden cumartesi,
Köye dönecekti, okul tatildi,
Bir aylık hasrete son verecekti.
Elekçi Irmağı taşmıştı selde,
Tahta köprüyü de götürmüştü denize.
Yürüyecekti, tam yedi kilometre.
Özlemi çığ olmuştu içinde,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
İnsan; ana rahminden dünyaya merhaba demekle başlayan yaşam öyküsü yine dünyadan veda ettiği ana kadar sürüp gitmektedir. Genel olarak yaptığımız günlük, haftalık, aylık ve yıllık rütun işler dışında her bir insanın kendi hal ve şartlarına uygun olarak geçirdiği bir başka yaşam daha vardır ki işte burada kayıplarımız ve kazançlarımız saklanmıştır. Şimdi düşünüyorumda şu dizelerde gizlenenleri; bu sırrı görebiliyorum; evet yoksulluk iyi bir şey değil, bir ayakkabının öylesine kıymeti var ki bunu yoksulun anlaması başkadır, varlıklının bakışı başkadır...Hayat öğretiler merkezidir aslında, dizelere baktığımızda bir tarihin yaşarken öğretiklerini görüyoruz ve yaşayan birinden aktarıldığına tanıklık ediyoruz, bugünkü nesil ile o gün ayakkabısı sele kapılan nesil arasındaki bilinç düzeyindeki gerilemeden de bunu anlamak mümkün oluyor, elekçi ırmağı bugün dünkü kadar taşmıyor, önüne geleni denize sürüklemiyor belki, ayrıca, eleçi ırmağı bugün dünkü kadar da bereketli değil... hatta, elekçiyle mukayese edildiğinde, dünün yoksulu bugün biraz daha varlıklı, ama elekçi yoksul...ayrıca,bilgilenme manasında hayatın içinde bizzat var olarak öğrenme alışkanlıklarımızı yitirdik...Siz bunları bugüne taşıyarak; yeni bir bilinç oluşumuna da katkı sunuyorsunuz; kimbilir meraklı genç bir beyin taşan elekçi ırmağında, taşkınlar içinde oluşan hayatların ne kadar da onurlu kaldıklarını tespit eder ve o günlerin Türkiye'sindeki değerlerin zaman içinde ne denli aşındığını görür diye de umuyorum; evet elekçi taşar, önüne katar; kimileri deniz kenarında elekçinin sürükleyip getirdiklerini kelepir diye toplar; geçimine katkıda bulunurdu...Hey gidi günler hey; acaba bu çileye katlanır mı bugün aile özlemleri?Yüreğinizle kalınız, tam puan...
mUHTEŞEM BİR ANLATIM,HARİKA DİZELERDEN MÜKEMMEL BİR ŞİİR.yARIŞMADA ALDIĞINIZ DERECEYİ VE GÜÇLÜ KALEMİNİZİ GÖNÜLDEN KUTLUYORUM.sEVGİYLE KALIN....................HALİL ŞAKİR TAŞÇIOĞLU
Yine insanı derinden etkileyen duygu yüklü bir şiir insanı alıp bir yerlere götürüyor. Şiirleriniz gerçekten çok güzel bu yürekten akan dizelere 10 tam puan.Tebrikler
Sana ne söylesem azalmaz suçun
Ah, iki gözü kör olası yoksulluk,
Dört köşeyi kuruttun, kasıp kavurdun,
Gözün bir türlü doymak bilmedi,
Garibin ayakkabısına mı göz koydun?
Anlamlı ve güzel,tebrikler,(tam puan)
Sana ne söylesem azalmaz suçun
Ah, iki gözü kör olası yoksulluk,
Dört köşeyi kuruttun, kasıp kavurdun,
Gözün bir türlü doymak bilmedi,
Garibin ayakkabısına mı göz koydun?
FAKİRLİĞİN GÖZ KOYMADIĞI NE VAR Kİ.TAM PUANLA SELAM VE DUA.
Güzel ve etkili anlatım, yürek burkan bir hikaye, güzel şiir.Yürek sesiniz susmasın. Tam puanım sevgilerimle beraber...
Elekçi’ nin suları, çamurdu, kardı,
Küçücük ayaklar elbet donardı,
Taşların her biri sanki bir bıçak,
Hem ayak parçalanıyor hem yürek.
Saygılarımla.
Hanımefendi
Estetik, anlatımı çok güzel ve finali etkili bir şiir. Gönülden 10
Sana ne söylesem azalmaz suçun
Ah, iki gözü kör olası yoksulluk,
Dört köşeyi kuruttun, kasıp kavurdun,
Gözün bir türlü doymak bilmedi,
Garibin ayakkabısına mı göz koydun?
Hayat çizginiz hep neş’yele dolu olsun.
Saygılar...
Âlimoğlu
Manzum bir öykü tadında ve çok güzeldi ...
Kaleminize , yüreğinize sağlık. Kutluyorum ...
Beğeni ile okudum. Kutluyorum.
Can-ı gönülden tam puan ile tebrikler. Hikayenin şiirsel anlatımıyla duygulandıran şiirinizi gzevkle okumuştum bile, siz yayımlamadan önce de.. Yüreğinize sağlık, kaleminiz daim olsun! Listemde..
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta