Çocuk için darbe,
baharı özlemle beklerken
güneşi olmadan,
özgürce koşmadan,
oyun oynamadan,
bir kış sonrası kocaman bir kışa daha direnmek demekti sadece hayal kurarak,
darbe, yaşını almış da başını alabilmeyi başaramamış akılları küçük lakin rütbeleri büyük bazı küçük adamların,
çocukları isimsiz, yetim ve bırakmasıydı sahipsiz...
ve darbe, çocuğun hatırındaki renklerin silinmesiydi,
ağlatmaktı onun gök-yüzünü,
kanatmaktı küçücük yüreğini,
bunun içindi bütün angaryalar, erkeksi küfürler, çıplak bedende voltajı yüksek akım…
acıdan zevk alırcasına mühendisliğe toplumdan başlamıştı şapkalı amcalar,
tam da bu haya ile makine addedip evire çevire istediğim şekle sokarım diye diye,
verip komutu alıp acıyı lakin her halde olmazsa nihayet çekerim fişini dedikten sonra
ve sonra …
sonrası çocuğa, insana dair ne varsa,
çiğnemekti, ezmekti
darbe, teslim etmesini istemekti hayallerini çocuğun,
onlar ezdikçe can çekişiyordu çocuk, can
o an doğada utanıyordu sanki hayvan,
lakin utanmıyordu işte insan kılığındaki hayvan,
onlara göre korumaktı bu,
kollamaktı, ama
işte ortadaydı,
çocuk, gözleriyle apaçık görüyordu olan biteni:
darbe, alabildiğine zulmetmek,
alabildiğine hükmetmekti hayata, renklere, ve tebessüme.
Ve bir de çocuğun beyaz dünyasına.
çocuğun beyaz dünyasına,
beyazın yerine kavganın kirli renklerini çalarak
kimliği özel, failliği bu sebepten billur, elleri kirli, nefreti zift, ruhu kör, büyük rütbeli- küçük adamların
kandan,
gözyaşından,
acı resimler yapmasıydı darbe…
yüzleri, elleri, gözleri,
nicesinde nefesi olmayan insanlar donakalmıştı gerçeğin bu resminde,
çocuğun gözüyle
belki de onlar hala oyunda bir yerde …
Ey kimliği özel, failliği bu sebepten yasalarca billur kılınmış, elleri kirli, nefretleri zift, ruhu körelmiş, idrakleri deli gömleğiyle sabitlenmiş, ekşi surat, şapkalı adamlar,
Ant olsun ki o gülen çocuk yaşayacak bizimle….
Ve bütün o renksiz duvarlara, ütülü üniformalarla dağıtılmış hayatlara, çığlığı ölüm getiren düdük sesi ile
yasaklanmış gökyüzüne rağmen
O çocuk yine beyazı da olan renkli hayaller kuracak…
kuracak ki siz utanın
birazcık utanın diye…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta