Açmaz gerceğe gözüne
Umurunda değil dünya
Dinleyen azdır sözünü
Yaşadığı hayal rüya
Oynar saklambaç, körebe
Görmesede eder söbe
Ayakları değer dibe
Yüzdüğünü sanır güya
Zoru görse sabi olur
Küçüklere abi olur
Yönetmeye tabi olur
Sözü geçmez uyuz taya
Tek başına yol gidemez
Kimseye yardım edemez
İki koyunu güdemez
Geçer koltuğa masaya
Kimler dosttur kimler düşman
Hatasından olmaz pişman
Şovmen olur zaman zaman
Hemen yola düşer yaya
Dünyada nesli azalmış
Birkaç numunesi kalmış
İcazeti kimden almış
Bozuk süt tutar mı maya
Kalem kelam yetmez buna
Sözümüz kar etmez buna
Akıl çaksan gitmez buna
Kafa değil san ki kaya
Çağırmasan küser kızar
Mızıkçıdır oyun bozar
Tam bir kalas biçmez hızar
Edepsizde olmaz hayâ
Gürler yağar ese ese
Düşkün fiyakaya süse
Dizlerini geçer ise
Giremez dereye çaya
Çok sinsidir açık vermez
Ne kurgular akıl ermez
Asıl rengini göstermez
Yüzü gözü kırk kat boya
Bir bakarsın dindar olur
Dindarkende kindar olur
İçemezsin mundar olur
Bir zerresi düşse suya
Bütün oyunları dener
Şeytanın atina biner
Söz verir sözünden döner
Saklanırmı çıkar foya
Bala karışmış zehirdir
Aklı fakirden fakirdir
Döneklikte çok mahirdir
Az raslanır böyle soya
El içine götüremem
Doğru yola getiremem
Anlatmakla bitiremem
Hünerini saya saya
Bu çocuk bir başka çocuk
Doğmasaydı keşke çocuk
Düşman saray köşke çocuk
Gün görmedi doya doya
Özenerek süslediği
Canlar diye seslediği
Elleriyle beslediği
Kargalar gözünü oya
İsmini kütükten silsek
Dönmez diye emin olsak
Bedava bir füze bulsak
Fırlatsak gitse uzaya
Adem Ulutaş
Kayıt Tarihi : 10.7.2020 15:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!