Çocuk kalsam,
Hiç büyümeseydim keşke
Bir anam tutsaydı elimden,
Bir anam sevseydi riyasızca içten.
Yine dizlerim kanasa
Yine koşsaydım düşe kalka,
Canım sadece bunun için yansa ve ben
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
eyvallah...
saygılar...
Gerçeklerin acımasız korkularıyla, hayatın zorluklarıyla, yalansız, riyasız bir dünyada çocuk saflığıyla kalınabilseydi. Bir daha asla geri gelmeyecek çocukluğumuzdaki o güzel günlere selam olsun.. Çok güzeldi.
Birol Hepgüler.
Müjgan Hanımefendi,
Önce, hoşgörünüze sığınarak, müsadenizi almadan, şirin altındaki isimle değil, prufilinizdeki isimle hitap ettiğim için özür dilerim.
Gözlerimin yetersizşiği nedeniyle çok uzun bir süredir, listemdeki arkadaşlaeımın dahi, şirlerini okuyamamanın üzüntüsü içindeydim.
Son günlerde eşimin yardımı ile bir kaç şiir okuyunca, sizin de sayfanızı ziyarete cwsaret ettim.
Ve iyi ki de etmişim, nefis bir şiiir okudum.
Hem duyguların dile getirilişindeki birebir içtenlik, hem kulakta bıraktığı iz itibariyle, gerçekten çok güzeldi...
Bize çocukluğumuzu özleten etkenin, biraz da bu günkü çevremizin bize içten gülmeyen yüzü olduğunu, ne güzel, ne kadar zarif bir uslupla anlatmışsınız.,Ş
Bu güzel şiirinizi vew izi yğrekten kuyluyorum,
Saygı c sevgimle efendim,
Ünal Beşkese
Şiir olduğu ölçüde ana bir yapı üzerine eklenmiş öykülerdi de ...
Birinci kişi ağzından kendi gerçeklerini dinledim dizelerde dolaşırken.
Etkiliydi.
Kutluyorum.
Erdemle.
Çocukluğumdan kalan
Güzel hatıralarımı
Yüzümdeki mutluluğu
Çok görmeyin
Bırakın sonsuza kadar
Benimle kalsın
Benimle…
Duyarlı yüreğinizi ve değerli paylaşımınızı kutluyorum. 10 + ANT. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet YURDAER
Bilmem ki nasıl söylesem?..
Bazen insanın düşündüklerini söylemesi o kadar zor oluyormuş meğer... Ama istendikten sonra da söyleniyormuş...
Çocukluk yıllarımızın güzelliğine hep hasret kalırız, bir türlü unutamayız. Belki, ilk öğrendiklerimiz o yıllara ait olduğundan, ilk gördüklerimiz o yılların içinden süzülüp geldiğindendir...
Hep çocuk kalma isteği, hep o yıllara dönme isteği belki de işte bundandır.
Çocukçadır her şey... Riyasız, yalansız...
Ancak duyguların güzel yansımaları düzelerde üç adet '-de' de mahrum kalmış gibi çocukluk yıllarından, aslından...
Bilemiyorum ki nedendir?
Takdir ve tebriklerimle..
Sevgi ve saygı rüzgarları esenliğiniz, sayfalarımızda göz iziniz olsun.
Dostça ve sağlıcakla kalınız.
'ERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
müjgan hanım,
saf ve tertemiz duygulara olan özlemlerimizi dile getirdiğiniz çocukluğa özlemle özdeşleşen başarılı şiir çalışmanızı beğeniyle okudum..tebrik ediyorum.
+10 puan
Sevgiler yürekten,
Dokunuşlar çıkarsız olsaydı
Silinmeseydi kuma çizilen kalpler
Alıp götürmeseydi çocukluğumu,
Vefasız seneler.
Bana kalsaydı,
Benim olsaydı kumdan yaptığım evler.
..
keşke çocuk kalabilsek,
ya da
içimizdeki çocuğu hep yaşatsak....
kutlarım sayın KEFELİ
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta