Ufukta bir güneş
Esriklik kokuyor
Kuruluyor düşleriyle fakir çocuk
Yalnızlık kokuyor
Küçücük bir kasabada
Farklılık doğuyor
İşte o zaman
şafaktaki hüzün
Boynuna iniyor.
Tek bildiği vurmak oduna balta
Ve ya
Düşlemek soylunun kızını ahırda
Fakirlikten arda kalan zamanda.
Sadece onun için mi karanlıktı dünya?
Yoksa
Şehirlilerin dediği gibi yobaz mıydı aslında?
Hayır hayır değildi hiçte bile
Babasının dediği gibiydi
kızgın zorbanın kamçısı altında koşuyorlardı onlar gün boyu nefessizce
Peki neden hala mutlu değildi?
Eğer onlar makine bu çocuk insansa
Amaçsız bir çocuk olur muydu?
Ne doktor ne avukat ne mimar olmak istiyordu
Sadece gülmek istiyordu çocuk
Kayıt Tarihi : 19.4.2020 23:50:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
It smells like ecstasy.
The poor child is being established with his dreams,
Loneliness smells.
In a tiny town
The difference arises.
Then
sadness at dawn
It goes down to his neck.
All he knows is hit the wood ax
And more
To dream the daughter of the noble in the barn
In the time left over from poverty.
Is the world just dark for him?
Or
Was it a bigot, as urbaner say?
No no it was not at all
It was as his father said,
They were running under the whip of the angry bully they breathlessly all day long.
So why was he still not happy?
If they're the machine and this child if is a human.
Would he be a purposeless child?
Neither doctor nor lawyer wanted to be an architect
The boy just wanted to laugh.
TÜM YORUMLAR (1)