Çobanla Bülbül Şiiri - Yorumlar

Ziya Gökalp
17

ŞİİR


399

TAKİPÇİ

Çoban kaval çaldı,sordu bülbüle:
“Sürülerin hani,ovan nerede? ”
Bülbül sordu,boynu bükük bir güle:
“Şarkılarım hani,yavrum nerede? ”

Ağla çoban ağla.Ovan kalmadı.
Göz yaşı dök bülbül,yuvan kalmadı.

Tamamını Oku
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 11.09.2009 - 12:32

    bu herif sadece düzyasa da şiir düzmese olmuyormu idi acep..

    Cevap Yaz
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü 11.09.2009 - 12:29

    Men seni seveli neçe gün
    Neçe ay neçe ildi
    Sen meni aldattın
    Bu sende neçe dildi.

    Öpsem öldürürler öpmesem ölürüm amaannn.
    Bu nasıl zulüm iştir oooyyyyy oy ooooyyy ooohoooyyy.

    Kerkük Divanı


    Saygilarimla,

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 11.09.2009 - 12:07

    Sayın Kemal İspir;
    İlim ehli olan ayni zamanda mantık ve vicddan ehli de olmalıdır!
    İnsanları çağlara taksim edip bir kısmını ki;bunlar dindar,mütedeyyin,müslümanlar oluyor!bu çağdan orta çağa postalarken mantığınızı ve vicdanınızı bir yerlerde unutmuş gibi davranıyorsunuz!
    Her çağın Rabbinin ayni Allah(cc)olduğunu ve o çağlarda yaşayanlarında onun kulları olduğunu der-hatır etmememiz büyük talihsizlik!
    biz din,diyanet tanımayan vatandaşlara hiç' taş devrine gidin demiyoruz'öyle bir varsa şayet onunda Rabbi aynı Rabdır.yani mülk tamamen onundur ve onu kendisine inanan ve inanmayan bütün kulllarının istifadesine arz etmiştir!ama zaman zaman taşkınlık yapanları çeşitli azaplarla uyarmış ve onları çoğunu helak etmiştir.ve o Rahman Sure-i Rahmanda,kulları olan bütün insan ve cinlere açıkça,mümkünse ve beğenmiyorlarsa mülkünü terk etmelerini salık vermiştir!
    Yani sayın kemal bey;Allahı ve emirlerini beğenmiyenleri Mülkün sahibi beğenmediğini ve mülkünü terk etmelerini resmen ve re'sen söylüyor.demek ki bazı çağları ve bu mülk-ü ilahiyi terk edecek birileri varsa onlar Allahın beyan ettiği ve kitabında vurgularla ilan ettiği bir kısım asiler ve şakilerdir!
    Bilmem anlatabildimmi?anlatamadıysam,aç bir Kur'an meali ve detayları oradan bizzat öğren!kesmezse,daha detaylı tefsirler al bir güzel mütalaa et.şayet durum bizim dediğimiz gibiyse ya insafa gel tövbe et,yada lütfen Bizim Rabbimizin mülkünü terk edip senin beğendiğin varsa başka bir ilahın(!)ülkesine hemen bilet al!
    HAYIRLI YOLCULUKLAR SAYIN(!)ŞAİR EFENDİ(!)

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir 11.09.2009 - 11:42

    Günün şiiri sayfası gördüğüm kadarı ile inançlı-inançsız, milliyetçi-sosyalist, mutaasıp-modern, vs.. kavgalarının yapıldığı bir arena.. Şiir bahane…
    Müslümanları 1400 yıl geride kalmakla itham edenler, 16. yüzyılda ortaya atılan MODERNİTE kavramının peşinden gitmekte beis görmüyorlar. Üstelik moderniteyi modernlik olarak empoze ediyorlar.
    Modernite aklı ve insanı merkez olarak alan felsefi bir görüştür. Toplumsal yaşamı rasyonalize eder. (olmayan şeylere anlam katmak) dini toplumsal yaşamda arka plana iter ve laikliği ilke olarak benimser. Özne ve özgürlük fikri, tüm siyasal ve felsefi düşüncenin merkezi haline gelir. Marx, Weber ve Durkheim modernitenin en önemli savunucularındandır. Modernlik, gelişen teknoloji, bilim ve uygarlığa ayak uydurmak, kişilerin ve toplumların kendilerini geliştirmeleri olmasına rağmen, modernite, modernlik gibi gösterilen bir dünya görüşüdür.
    Bir bayan vatan sevgisinin, Allah inancının (ki edebiyata önem veren birisinin özel isimlerin baş harfinin büyük harfle yazılacağını ve eklerinin ise üst işaretle özel isimden ayrılacağını bilmesi gerekir. Örneğin Allah derken veya Allah’ın derken. Bu kuralı sırf saygısızlık etmek amacıyla bozduğu yazılarının geneline bakılınca anlaşılıyor) ahlak bilincinin içi boşaltılmış kavramlar olduğundan söz etmiş. Salak(!) halkın edebiyatı olarak lanse etmiş. Dindar kimlikli insanların sübyancı olduklarını iddia etmiş. İşte tam bir modernite felsefesine uygun görüş. Alnının ortasından öpülecek, ışığa ve aydınlığa koşan, çağdaşlık ve bilim yolunda koşan birisidir bazılarına göre. Cehennemden korkmayan, hatta talip olacak kadar cesur birisidir. Şiir bahanesiyle dindarları ve vatanseverleri yaylım ateşine tutan başka çağdaş, modern, aydın etiketli başkaları da var tabi.
    Diyorum ki;
    Vatan sevgisi ve kutsallığı her ne kadar doğduğumuz andan beri bize öğretilen bir kavram ise de, gerektiğinde aziz olan canımızı zoraki değil seve seve verme yönüyle de imandandır. Çünkü her müslüman bilir ki vatanını korurken ölürse cennetle müjdelenmiş şehitlik makamına erer. Bu enayilik değildir. İmani bir inançtır. Bu imanlı inanç sayesinde rahat koltuklarımızda kalem oynattığımızın farkında olalım birazcık da olsa..
    Allah inancı sadece Müslümanlarda yoktur. Diğer ilahi dinlerde de vardır. İlahi olmayan dinlerde de tanrı veya tanrılar şeklinde vardır. İnsanlığın doğumundan beri vardır. Birileri bunu yeni mi duyuyor acaba? Tabi ki hayır. Ama “Allah yoktur bu bir empozedir, uyuşturmadır” fikrinde öyle katı ki , birisi ben Yaradan’a inanıyorum, ibadetlerimi de yapıyorum, dinimin emrettiği gibi de giyiniyorum dese; karanlık ortaçağ zihniyetli, örümcek kafalı, yobaz, cahil, geri zekalı oluveriyor. Haa bir de inananlar dini siyasete ve menfaatlere alet eden ahlaksız, adi ve de ateist(nasıl bir çelişki ise) oluyor.
    Ahlak kavramına gelince her iki tarafı çok iyi bilen birisi olarak diyorum ki; sakın ola bol keseden iftira ve kir sunan ağzınızı açmayın. Ahlak yarışına girmeyin. Ahlaksız bir iki tiplemeyi de işte dindarlar böyle şerefsizler diye sunmayın.. Bana zahmet ettirip, iftiralara karşın sizlerin gerçek ahlaksızlık örneklemelerinizi yazdırmayın.
    Sonuç olarak;
    Dini siyasete alet etme, demagoji veya ajitasyon laflarının aslında susturma ve galip gelme yönteminin en önemli baskı silahı olduğu ortadadır. İnançlı olmak suç veya ayıp değildir. Allah inancı kalbe girince, akıl kafadan uçmaz. İnanan kişi küçümsenmeye ve hakaret edilmeye layık 5. sınıf vatandaş değildir. Sadece (artı bir) i olan birisidir. Vicdani ve kanuni hakkını kullanıyordur. Bu kadar.
    Kişinin hangi ırktan olduğunu bilmesi, mensubu olduğu milletini sevmesi en doğal hakkıdır. Bu doğrudur. Doğru olmayan ise, bu kavramı üstünlük vasfı yükleme, diğer milletleri veya halkları ezme noktasına getiren ırkçılık boyutudur. Vatansevere ırkçı diyemediğimiz gibi, ırkçı olana da vatansever diyemeyiz. Adı olsa olsa zalim olur. Bu zalimlerin çıkarttığı dünya savaşları da misal olarak hafızamızda kayıtlıdır zaten.
    Şiire gelince; manası, duygusu yerinde, teknik açıdan vasat bir şiir.
    Saygılarımla..

    Cevap Yaz
  • Nadir Sayin
    Nadir Sayin 11.09.2009 - 11:11

    Allah adına ahkâm kesen Allahçılarla, vatan adına yükseklerde uçan milliyetçiler sanıyor ki; insanlar ne yerler ne içerler, ne halk ne toplum, ne geçim ne seçim, ne sağlık ne açlık,ne eğitim ne sevgi, ne saygı ne etik ne deprem ne sel baskını?!.. İnsanız insaf biraz. onun niteliklerine sahipliğimize de yansıtıp ve şairler olarak önce aynaya baktığınızda kendimize saygınlığımızı göz bebeklerimizde görsek fena mı olur?

    Bir derin nefes alıp 30 kadar saysak bu kadar saldırgan ve bu kadar ‘etik’ dışı tutumu belki kontrol altında tutma niteliğimiz sağlanmış olacak...

    Baylar Hak şahini’nden tutup ..Kemal İspir, Arap Naci ve bayanlar Filiz Kılınç, Sebahat Ütük’e ve diğerlerinin mutlaka kendine göre farklı bir beğenisi, anlayış/anlatış kapasitesi, inancı, gerçeği ve görüşü var. Var var olmasına da ama bu farklılık diğerinin dinleyeceği boyutta anlatılmıyor, yansıtılmıyor ve adeta çarpışıyor savaş alanında biri diğerine kendini üstün kılmak için mi? Degilse bu nedir? .

    Evet şimdi konumuza dönersek..
    Sayın şair Ziya Gökalp, kendi görüşü, duyumsaması ve ülküsünün duygusal yoğunluğunda bu şiiri kaleme almış intibası yarattı bende.. ve doğrusu bana ve şiir beğenime pek hitap etmiyor.
    Ancak Ziya Gökalp’ın şairlik anlayışı, ülküsü ve görüşlerine hiç katılmam ve tamamen benim dünya görüşüm, insana bakışım boyutunda onunla aynı görüş ve ilhamda değilim. Tespitim/yorumum şairin bu şiirine böyle..

    Tam sana görüş ve inancına hitap eder, ilhamından coşacağın bir şairi sevmek/kabul etmek değildir mesele.. Mesele buna zıt olan şaire en az etik ölçümünde saygı duymaktır..

    Zaten esasında Türkiye’mizin pek çok alanda en büyük surunu de buradan kaynaklanmaktadır görüşümce.. Yani farklılıklara tahammülsüzlük, kabalık, saldırganlık ve birisinin diğerini yok etme güdüsünün ağırlığı.. ‘Etik’sizlikte de dünya birincisiyiz dersek, aynı trafiksizlik ölüm kaza vakaları ve alt yapısızlık gibi, abartmış olmayız herhalde..
    Hadi şimdi dünyadaki dinsizlere, imansızlara ve vatanını sevmeyenlere hücum..

    Neyse şimdi sanıyorum tam zamanı. Bakalım bu arenada nasıl tanışıyor, tartışıyor ve iletişim içindeyiz.. biraz ona bakalım. Biraz uzun olacak ama en azından etik dışılığı kaplayan yazılar yanı sıra hiçte uzun sayılmamalı diye düşünüyorum.

    Saygılarla..


    Açık Tartışma (ve yorumlar) şairlerle ANTOLOJİ ARENASINDA


    -Yürek bedenin vitamini.
    Beyin ise ……?

    Bilge,
    insan diyince dururmu yerinde:
    -İkisi bir, biri ise her ikisidir.
    Beden bir …..?
    Dedikten sonra:
    -Arkadaşlar benim başka işim var, müsadenizle.
    Size iyi sohbetler dilerim. Çıktı.

    Esprili tonla güleç yüzlü şair:
    -Yürek şeftali arzular,
    beyin ise şu cevizi nasıl kırsam ki der herhalde.

    -Hop hop kardeş burada ciddi olalım.
    Bayan arkadaşlarımızda aramızda.
    Ayıp oluyor haa sonra karışmam.

    Gözdağı verir cinsteki şaire
    Kendinden emin ama sade sözlü bir bayan şair:

    -Şair dostum bunda ayıp neredeki;
    sevişmeye varır dizeleri şiirleştiriyoruz da…
    ilhamdan/ateşten yanıp yıldızlara uçuyoruz da…

    Bir diğer bayan şair:
    -Tabii aynen katılıyorum arkadaşıma;
    konuşmada/şiirde her şey
    siz erkeklerin tekelinde mi?
    ...
    Erkek şairlerden tın yok


    Şairlerden birinin kafası karıştı
    Epeydir ağırdan düşünüyordu
    Bir önceki arkadaşlarından da cesaretle:

    -Bir birlerinden kopuk değildir elbet.
    Çağdaş ve özgürlerse uçarlar, severler,aşık olurlar.
    Savaşım veriler ve onlar doğru onurlu insanlardır.
    Kalplerinin sesini dinler, beyinlerini çalıştırırlar.

    -Yeterki zihin aşılanmamış olsun.

    Bu görüşlü bir başka şairin karşısına:

    -Laf onlar laf
    Sözleriyle..

    -Taparlar/inanırlar

    Şeklinde itiraz geldi
    Ve devam etti:

    -Kulluğa aşka sarılır gibi sarılın.
    İlhamlar doğsun yüreğinize.Kurtuluş onda.
    Sözle değil hem de fiilen gereğini yerine getirerek.
    Korkmadan, ikiyüzlü olmadan, yalan dolan bilmeden..
    Sizi gidi insanlar sizi.
    Eklemeyi de ihmal etmedi

    -Sanki siz insan ötesi bir varlıkçasına
    İntiba oluşturdunuz bende, yanılıyor muyum?
    Müftü müsünüz, hoca mı?

    -Bak bana bak onların hepsine de sana da başlatma beni.
    Günahkâr sen..sen..nasıl şair olursun, aramızda işin ne
    Çık dışarı...

    -Arkadaşlar burada cemaatleri şunları bunları ve
    Allah’ı işin içine katmayın.
    Hemen sıfat yapıştırmayın, herkesin inancı kendine.
    Burada görüş açıklamada hürdür şairler.

    Hatırlatılması yapıldı

    -Arkadaşlar bize bizden başka hayır yok.
    Ne mutlu şairim diyene..

    -Hop hop arkadaş ayrımcılık yapma
    Burada hikaye yazanlarda var.

    -Tabii, bende ressamım, ama şiir de severim.
    Ayrımcılık yapmayın.

    -Evet bir şair olarak, ressam ve hikayeci
    arkadaşlarıma katılıyorum, kısır görüşlü şair olmayalım.
    Şair evrenseldir, aynı insanın evrensel değerleri gibi.

    -Burası siyasilerin arenasını geçti arkadaşlar.
    Siyaset yapmayın.

    -Ne siyaseti kardeşim.
    ...Evet, hayır..
    ...hayır evet...

    -Siz ne diyorsunuz?

    -Ne demek ne oluyor, o siz ne diyorsunuz ki.. ne oluyor?

    -Arkadaşlar tartışmasını bilmiyorsunuz.
    Burası ilk okul sıraları değil etmeyin rica ederim.

    -Arkadaş sen ne dediğini bilmiyorsun araştırmadan
    Konuşma.
    Ben üniversite mimarlıktan mezun oldum.

    -Eeee ne olmuş yani, bende hayat üniversitesinden..

    -Kardeşim ben onu demek istemedim..

    -Git sen bu akılla mimarlık yap daha iyi.


    Bir kaoslu gidişat, ama fiziki saldırma yok.
    Bunu sezinleyen diğer bir şair:

    -Biz şairler saldırtanlığa/savaşa hayır diyoruz
    Dost ve kardeşiz sevgi ve....diyemedi..

    -Suuuuuuusssssssssss
    Antolojide A listesinde iyi yerlerde olan şair arkadaşın
    Bu suuuuuuuuuus u genelde etkili oluyordu.

    Güzide, canlı ve de heyecanlı
    Yeni bir sima şair titrek sesle:

    -Arkadaşlar şey konumuzla ilgili bir soru soracaktım.

    -Tabii tabii buyurun,
    burada herkes bilgeçlik taslıyor cevap veriyor sadece.
    Soru soran yok ki. Siz sorun bari.

    -O beee bir öğrenmek isteyen çıktı.

    Sezgisi kuvvetli şairdi bu

    -Hop hop arkadaş kendi adına konuş.
    Bizde herhalde burada öğrenmek, iyi şiir yazmak için burdayız.
    Öyle değil mi arkadaşlar? ?

    Bu soru cevapsız kaldı...
    Çünkü soru değildi ondan herhalde.

    Sezgisi kuvvetli:
    -Bana kendi adına konuşun diyen arkadaşım
    Şimdi siz kendi adınıza mı konuştunuz?

    -Yav ben şunu demek issss.......

    -Tamam arkadaşlar lütfen ikinizde arkadaşımızı dinleyin.
    Buyurun hiç olmazsa siz sorunuzu sorun.

    -Şey arkadaşlar diyecektim ki
    beyin nedir,
    kalp ne
    bilen var mı?
    Tam açıklığa çıkmadı da, konumuz bu değil miydi?
    Yoksa bir hata mı ediyorum ki?
    - ……………..?
    - ……………..?
    -……………...?

    Üç ayrı cevaptan sonra ortalık karıştı
    Kanıt olarak işte şu böyle diyor..lu
    Yada buyurur..lu
    Kimisi psikolog ve antropologlardan
    Kalp/beyin cerrahlarından
    Ayetlerden

    ..Kısakürek, Nazım Hikmet, Kemal Tahir, Tolstoy..

    -Arkadaş o romancı

    - Arkadaşım romancı.. kalbi ve beyni ile yazmıyor mu ki?

    ..Goldstein, Horneyy, Jenkins, Freud..Erikson

    -Arkadaşım bunların ne şiirini gördüm ne de romanını.

    - İsmet Özer, mesela.. denecekken

    - Kardeşim bir de şiir yazandan örnek versene yaaa.

    Bu arada masaya tıklatılan kalem sesleri
    Kağıt uçaklar süzülüyor havada
    İki elini açıp kafa sallayarak mırıldanmalar
    Sağ eliyle masaya vuranlar
    Sol elini yumruk yapıp havaya sıkanlar
    Elini öpüp onu diğerine öpücük gibi
    Üfleyerek sunanlar (samimiler arasında olsa gerek)
    Evet..evet..hayır hayır mimikli kafa sallamalar
    Kendi aralarında bağırtılı ve sessiz konuşanlar...

    -Dostlar dostlar
    Sakin olun şair dostlar
    Yüreğinizin sesini, beyninizin işlevini...

    Sözü gürültüye gümbür gitti.

    Kimi destan, ilahi kitaplardan,
    ve de büyük devlet adamlarından.
    Kimisi ünlü şairlerden, artistlerden,
    ozanlardan, evrensel kuramcılar,
    düşünürler, ermişler, dervişlerden
    örnekler ve kanıtlar sundular.

    Uğultular kim kime dumduma

    Kaoslu gidişatın devamı, ama fiziki saldırma yok
    Bunu tekrar sezinleyen aynı şair

    -Biz şairler saldırganlığa/savaşa hayır diyoruz.
    Şuandaki kaosa rağmen böyle bir vakanın aramızda
    olmaması buna kanıttır. Hepinize teşekkür ederim.
    Bravo arkadaşlar, yaşasın şairler...

    -Sen suuuuuuuuuusssssssssssss

    -Dostlar dostlar aşk muhabbetli dostlar
    Beynini dostluğa/paylaşıma açan dostlar
    Edebiyat elçileri..size önemli bir...

    Ve devam etti:
    -Peki soruyorum size, sanat sanat için midir?
    Yoksa sanat toplum/insan için midir?

    -Hoppala bu da şimdi nerden çıktı.

    -Kardeşim başka işimiz gücümüz yok mu.
    Şimdi toplumumuzun çoğu, buradaki şairler dahil
    Geçim derdinde ekmeğini taştan çıkartıyorken..

    -Tabii beyefendiler bence..duraklama.. sanat -şiir dahil-
    bir doyum meselesidir. Kuralları vardır. Onlara uymayan..
    Ve de iyi dil kullanmayan şair olamaz. Biz olmaması için de
    Şartlar koyduk ki kimin ne olduğu belli olsun...

    ? ? ? ? ?
    Kafalarda soru işaretleri olmasına karşın
    Kimse buna bir şey demedi..herkes anlamış gibi yaptı

    Bayan şairin bu açıklamasını destekler bir bay şair:
    -Aynı zamanda şairlik bir eğitimdir onun okulu dahi vardır.
    Diplomasını almak şarttır ki..ancak şair olabilesin..
    Bunu dahi bilmeyenler sanıyorum aranızda çoktur.

    ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?
    Kafalardaki soru işaretleri daha da arttı, ama hiç kimse
    böyle bir okul görmediğini/bilmediğini de demedi.


    -Evet arkadaşlara aynen katılıyorum.
    Diyerek destek verdi bir başka bay şair.

    -Bende bayanım ama katılmıyorum, itiraz ediyorum.

    -Evet bende bay olarak aynen itiraza katılıyorum.
    Sanat sanat içinse evet o zaman sanat saray zümresinin
    lüks problemidir.

    -Hayır dostum sen sanatın ne olduğunu bilemiyorsun
    Konuş...ma diyecekti..tamam görüşünü... ammmaaaaaaa
    ...
    -Hayır, itiraz ediyorum, söz hakkı istiyorum

    -Dinleyin arkadaşlar dinleyin
    Alo..alo... aloooooooooo

    İnce bir saz telden tınnnnnnnnnnnnnnn
    Ve sessizlik çıt yok!

    Heyecanlı şairin heyecanı taştı
    İlhamı toza karıştı
    Kapıdan savuştuğunu
    Gören dahi olmamıştı
    Tipili havada aklına takılan
    Ne kar ne ayaz:
    ve şöyle düşünüyordu:
    -Sayılmadık acaba hangi kanıt kaldı ki?
    Gönlümde/aklıma takılan iki şey...
    Kim..kim..kimler?
    Kalbin, beynin işlevi hâlâ kafamda netleşmedi.
    Araştıracağım..araştırmalıyım
    Kim kim kimler?

    Nadir Sayin

    Cevap Yaz
  • Aydın Sevgi
    Aydın Sevgi 11.09.2009 - 09:16

    Dün bu ülke bir dram yaşadı..!
    İkinci bir dramı da,leş kargalarıyla yaşadı...!

    Üçüncü bir dram mı?...onu da sizin hayal gücünüze bırakıYORUM.

    Saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Ulvi Ziya
    Ulvi Ziya 11.09.2009 - 08:47

    Zırvaladın , Kemal İspir...Övdüğün bayan en kutsal yerini bile dağıtmak , parçalamak istiyor...Şiirinde mealen söylediği bu...Sen nereni dağıtmak çabasındası acep...? Ey müthiş şâir(!) her ota maydanoz olma...Çağdaşlıkta VATAN SEVGİSİ,yok mu...? Nâmertler varsa , onlarla her asırda mücadele edilir...Bir kürt şâirinin yazdığı şiire neden başka (öyleleri) karşı çıkıyor...?YURT SEVGİSİNDEN BAHSETTİĞİ İÇİN Mİ...?

    Şiir vasat...

    Cevap Yaz
  • Ulvi Ziya
    Ulvi Ziya 11.09.2009 - 08:30

    Şiir ; YURDU düşmana bırakma , diyor ...
    Şüpheliler , bundan mı , alay ediyor ...?
    En önde , kudurmuş , saldıran bir APORT ;
    Kimse , TUT demeden , hırlayıp gidiyor...

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 11.09.2009 - 07:09

    'Son Arya'rümuzlu sayın bayana!
    Filiz hanım;hiç bir zanlı ve sanık aleyhindeki deliller kesinleşinceye kadar mahkeme tarafından dahi suçlu ilan edilemez!
    Sizin bu yasal ve vicdani kuralları bilmenize rağmen varsa bir iki tane sapığın iğrenç fiilini bütün,din,iman,vatan,maneviyat diyenlere yamamaya çalışmanız benim cidden hayretimi mucip olmuştur!
    siz bir bayan şairesiniz.bizlerden böyle kaba ve müstehcen ifadeli bir beyan görseniz reaksiyon gösterip bizleri uyarmanız gerekirken ,tam tersini yapmanız hiçte yakışık almamış efendim!hem siz bu sitenin yönetimindede bir zamanlar söz sahibiydiniz galiba?
    sizin gibi ciddi bir bayanın böyle gayri ciddi beyanları gerçekmiş gibi buraya taşıması bizleri çok ciddi manada yaralamıştır!
    inançlı ve maneviyatı sağlam din kardeşlerinizden özür dilemeniz gerekmektedir.yoksa şu ramazan mübarek günde çok ah ve beddua alabilirsiniz!
    saygılar,hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz
  • Dilek Burak Koç
    Dilek Burak Koç 11.09.2009 - 06:44

    şiiri ve seçenleri kınamıştım, pardon aradan çıkayım:))

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 50 tane yorum bulunmakta