Bir yırtık pantolon,dizinde yama,
Dağları taşları, gezer o çoban,
Sofrasında soğan,birde mıhlama,
Maziyi süzgeçle,süzer o çoban,
Çorapları sökük,potini delik,
Yine alamamış, bu yıl bayramlık,
Beni hor görme kardeşim
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Devamını Oku
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
tebrikler zikrettin bey. çobanlarda modernleşme yolunu seçtiler artık ama o eski tadı bulamazlar. selam ve du aile.
Pastoral şiir olmuş, zevkle okudum. Tam puanımla kutlr başarılar dilerşm.
Köy günlerimi hatırladım güzel dost .Saygılar
MEHMET KINDAP
USTAM BU DİZELERİ ANCAK YILDIZLARLA ARKADAŞLIK, MENEKŞELERLE SIRDAŞLIK, ÇAYIRLARLA EDENLER YAZABİLİR. VE BU DİZELE BİR ŞİİRİME DE İLHAM KAYNAĞI OLDU AYRICA ...YÜREĞİNE SAĞLIK DEMEK ÇOK YAVAN KALIR....
.'SEVDASI DAĞLARDA GEZER O ÇOBAN
Nasıl anlatayım çoban dilini
Ne bayram bilir ne pazar o çoban
Kuşlar kurtlar böler onun halini
İğne ile kuyu kazar o çoban
Kayalardır kütükler çobanın tahtı
Kaygısız bir gece uyumak ahtı
Çalışır çabalar dönmüyor bahtı
Yüreğiyle neler sezer o çoban
Kepeneği onun yurdu yuvası
Koyundur kuzudur derdi davası
Mülk ile menkulle yoktur davası
Gecelere yıldız bezer o çoban
Ne mutlu çoban senin yıldızın var
Bir sevdiğin, sadık bir de tazın var
Yüreciğinde bir ince sızın var
Sevdiğine türkü düzer o çoban
Bir heybeye sığar malı mavalı
Can yoldaşıdır köpeği kavalı
Kimse bilmez nedir halı havalı
Düğümünü kendi çözer o çoban
Belinde azığı sapanı örme
Yarinin gözünde kudretten sürme
Yüreğinde bir ateş var hiç sorma
Sevdası başında gezer o çoban
Güldüğüne bakman doğuştan yetim
Üç yaşında çökmüş sırtına geçim
Yoksulluk fakirlik bırakmaz seçim
Deliğini kendi gözer o çoban
Yıldızlardır onun dostu sırdaşı
Guguk sesleridir onun yoldaşı
Çayırı çimeni sular gözyaşı
Derdini taşlara yazar o çoban
Iraktan ırağa çoban ateşi
Yanında var mıdır eşi kardeşi
Yaban gülü nergislerdir sırdaşı
Bu hallerle derdim azar a çoban
Yarinin yanağı san hicaz narı
Aşkın ile ağlar çoban pınarı
Sevdan ile erir dağların karı
Yarin yaban güle benzer a çoban
Yaylaya yayılır kavalın sesi
Dağılıp yok olur yüreğin sisi
Söz geçmez yüreğe sevdası asi
Kaderine türkü düzer o çoban
Yoksul ama yüreği mangal kadar
Onun da gönlünde huriler atar
Yıldızları koynuna alıp yatar
Düşlerinde sevda dizer o çoban
Hasret kalır çoluk çocuk gülüşe
Yarinin koynunda görülen düşe
Kim öle kim kala kışa erişe
Bir günü bir yıla düzer o çoban
Kentin sefası ne köyün havası
Kavalı, koyunu onun dünyası
Kepeneği, kırbası, bir nevası
Güttüğü koyuna benzer o çoban
Mahmut NAZİK 09.07. 2009 Mersin
Tebrik ederim Zikrettin bey..çobanlarımızı gayet güzel dillendirmişsiniz..ben de köylü olduğum için çobanların vaziyetini iyi bilirim..
.fahri çobanlık da yaptım bir dört gün.çocuk iken..çobansız kalmıştık o zaman köyde iş başa düştü yani....çok zevkli...ama...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK HİSSEDEREK OKUDUM...
Beni köye kadar götürdünüz.Eskiye çocukluk yıllarıma gittim.Kaleminiz daim olsun.Tebrikler.
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Ah benim Anadolu'mun garıp çobanı.
tebrikler şairim.
Ah benim Anadolu'mun garıp çobanı.
tebrikler şairim.
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta