Çoban Ali Şiiri - Adnan Deniz

Adnan Deniz
1244

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Çoban Ali

Gözlerini ovalayarak kalktı yataktan. Azığını beline bağladı, ağıla indi. Ağıldan keçileri çıkararak önüne kattı. Keçileri yaymak için dağa doğru sürmeye başladı çoban Ali.
Her gün yaptığı bir işti onun için. Sıradan geçen günlerden biriydi. Gün aynı, iş aynıydı, bugün yarın hiç fark etmezdi.
Yarım saat ya gitti ya gitmedi çoban Ali, hava kararmaya başladı. Meğer sabah olmamış, Meğer çoban Ali, ayın aydınlığını sabah sanmıştı.
Hava iyice kararmıştı. Keçiler önünde çoban Ali arkasında bir mağaraya geldiler. Keçileri bir yere topladı çoban Ali, birde uykusu gelmişti ki sormayın. Mağaraya gidip yatmak istiyor ama korkuyordu. Eskiden beri bu mağaraya cinli mağara derlerdi, duyardı. Ya cin çarparsa? Keçilere göz gezdirdi, hepsi yatmışlardı. Hava gecenin karanlığıydı ve çok soğuktu. Bir cesaretle mağara girişindeki taşın arkasına iğreti bir şekilde yattı. Hem korkuyor hem de mecburen uyumaya çalışıyordu.
Tam uykuya dalmak üzereydi ki çoban Ali, mahranın içinden bir ses duyuldu. Birden irkildi
Çoban Ali, ama sessizce beklemekten başka çaresi de yoktu.
Bir kız bir erkek konuşuyor gibiydi. Lakin bunlar cinler olmasındı! Bu mağaraya cinli mağara diyorlardı ya!
Kız oğlana diyordu ki “Sen benin neyime vurulup da beni kaçırdın"?
Oğlan diyordu ki"O senin şıngır mıngır su taşıyışın varya, işte o su taşıyışına vuruldumda kaçırdım seni.
Hadi bir su taşıda göreyim dedi. Kız salına salına bir su taşıdı. “oğlan bunu gördü.
Bu seferde oğlan kıza soruyor “Sen benim neyime vuruldunda benimle kaçtın “diyordu.
Kız “Senin o inek güdüşün yok mu, o inek güdüşün. İşte ona vuruldum da sana kaçtım. Diyor ve ekliyordu. Hadi bir inek gütte göreyim seni diyordu kız.
Gözlerini ovalayarak kalktı yataktan. Azığını beline bağladı, ağıla indi. Ağıldan keçileri çıkararak önüne kattı. Keçileri yaymak için dağa doğru sürmeye başladı çoban Ali.
Her gün yaptığı bir işti onun için. Sıradan geçen günlerden biriydi. Gün aynı, iş aynıydı, bugün yarın hiç fark etmezdi.
Yarım saat ya gitti ya gitmedi çoban Ali, hava kararmaya başladı. Meğer sabah olmamış, Meğer çoban Ali, ayın aydınlığını sabah sanmıştı.
Hava iyice kararmıştı. Keçiler önünde çoban Ali arkasında bir mağaraya geldiler. Keçileri bir yere topladı çoban Ali, birde uykusu gelmişti ki sormayın. Mağaraya gidip yatmak istiyor ama korkuyordu. Eskiden beri bu mağaraya cinli mağara derlerdi, duyardı. Ya cin çarparsa? Keçilere göz gezdirdi, hepsi yatmışlardı. Hava gecenin karanlığıydı ve çok soğuktu. Bir cesaretle mağara girişindeki taşın arkasına iğreti bir şekilde yattı. Hem korkuyor hem de mecburen uyumaya çalışıyordu.
Tam uykuya dalmak üzereydi ki çoban Ali, mağaranın içinden bir ses duyuldu. Birden irkildi
Çoban Ali, ama sessizce beklemekten başka çaresi de yoktu.
Bir kız bir erkek konuşuyor gibiydi. Lakin bunlar cinler olmasındı! Bu mağaraya cinli mağara diyorlardı ya!
Kız oğlana diyordu ki “Sen benin neyime vurulup da beni kaçırdın"?
Oğlan diyordu ki"O senin şıngır mıngır su taşıyışın varya, işte o su taşıyışına vuruldumda kaçırdım seni.
Hadi bir su taşıda göreyim dedi. Kız salına salına bir su taşıdı. “oğlan bunu gördü.
Bu seferde oğlan kıza soruyor “Sen benim neyime vuruldunda benimle kaçtın “diyordu.
Kız “Senin o inek güdüşün yok mu, o inek güdüşün. İşte ona vuruldum da sana kaçtım. Diyor ve ekliyordu. Hadi bir inek gütte göreyim seni diyordu kız.
Ho ha ho ha. Diyerek, inek güdüyor gibi elindeki değneği sağa sola salladı oğlan. Salladığı değnek bizim çoban Alinin kafasına değmez mi hızlısından!
Kafasına değen değneğin acısıyla bir çığlık attı Çoban Ali, Cin çarptı sanmıştı. Bu sırada oğlan kızı kaçırmış meğer mağaraya getirmiş. Onlarda çığlığı duyunca kendilerini cin çarptı sanmışlar ve mağaradan dışarıya veryansın edip kaçmışlardı.
Çoban Ali, kaçmak için dışarı fırlamış ama keçileri bırakıp kaçamamış, mecburen sabahı beklemişti. Zaten kız kaçıran adam ve kız dünden gözden kaybolmuş gitmişlerdi.
Sabah olunca mağrayı gezmiş merakla çoban Ali, kaçan kızın bohçasını görmüş bir köşede onu almış götürmüştü hatıra niyetine. Ve bu hatıradan Çoban Ali'ye tek bu bohça kalmıştı.
Ho ha ho ha. Diyerek, inek güdüyor gibi elindeki değneği sağa sola salladı oğlan. Salladığı değnek bizim çoban Alinin kafasına değmez mi hızlısından!
Kafasına değen değneğin acısıyla bir çığlık attı Çoban Ali, Cin çarptı sanmıştı. Bu sırada oğlan kızı kaçırmış meğer mağaraya getirmiş. Onlarda çığlığı duyunca kendilerini cin çarptı sanmışlar ve mağaradan dışarıya veryansın edip kaçmışlardı.
Çoban Ali, kaçmak için dışarı fırlamış ama keçileri bırakıp kaçamamış, mecburen sabahı beklemişti. Zaten kız kaçıran adam ve kız dünden gözden kaybolmuş gitmişlerdi.
Sabah olunca mağrayı gezmiş merakla çoban Ali, kaçan kızın bohçasının görmüş bir köşede onu almış götürmüştü hatıra niyetine. Ve bu hatıradan Çoban Ali'ye tek bu bohça kalmıştı.

Adnan Deniz
Kayıt Tarihi : 7.2.2021 01:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Adnan Deniz