Rahmetli babam anlatmıştı:
“Bir zamanlar
sürü teslim edilmiş
çobanın birine
almış sürüyü çıkmış yaylaya
bizim uyanık çoban….
gün gelmiş dönmüş köye
sırtında bir post
elindeki bakraçta yoğurt
sürü yok ortada…
sorulmuş sürü nerede diye
başlamış hesap vermeye
yağmur yağdı
gök çatladı
otuz ikisinin ödü patladı
yüzünü verdim kasaba
yüzünü katma hesaba
biri uçurumdan yuvarlandı
postunu soydum getirdim
bu bakraçtaki yoğurtta sürünün…
elindeki yoğurt başından aşağıya
edilmiş boca
yüzü beyazlara bürünen çoban
söylemiş; benim gibi
hesabını düzgün verenlerin
olur yüzleri böyle ak…”
bugün hepimiz olmuşuz birer
arsız ve yüzsüz
veririz hesabı pişkin pişkin
kandırırız kendimizi
dünya dönüp durdukça…
Kayıt Tarihi : 25.11.2008 21:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Rahmetli babam pişkin insanları görünce mutlaka bu hikayeyi anlatırdı bize.. bazı insanların hesabını böyle kolay verdiğini, hiç bir şey olmamış gibi davrandığını söylerdi. vasiyeti bize hep doğru olmamız... doğrudan yana olmamızdı... babama layık bir evlat olabildim ise ne mutlu bana....
insani değerler azaldıkça bu tarz çobanlar çoğaldı ve pişkinleşti ahali
babanızın örneği ve sizin şiire uyarlamanız çok güzel tebrik ediyorum saygılarımla
Tebrikler güzel anlatım,kutlarım.
Sevgi ve selamlar
Hüseyin Varyeter
insan kisvesinde niceleri dolaşır sürü peşinde
teşekkürler efendim paylaşıma
saygımla
TÜM YORUMLAR (8)