Çoban Ateşleri Gözlerin Şiiri - Yorumlar

"çok söylenilen türkülerin yorulduğu"yla Dersu Uzala'yı beri getiren ateşler çatılmış yarım karış sayfada.
bana kâfi.

Şiir ve şuur manasında değerlendirmeye değer bir özelliğini müşahede edemedim. Daha ziyade şiirden çok nesir'e benzeyen bir yazı türü.

her şeyi gördü
gece oldu kayboldu
göremediği yerlerde çoban ateşleri
şiirde duygusuna vardı
çoban ateşleri nasıl yol verdi de geçti
beş duyusundan geçti
ve sevdiğin gözlerinde kaldı
görmek değil yanında istiyormuş
aşıkmış

Son dizeye kadar şair 2. çoğul şahısla konuşurken son dizede aniden 2. tekil şahısla konuşuyor...

sizli benli şiir son dizede senli benli oluyor...

Kurguya takılmadım sadece şiirde... sözcük tasarrufuna da gidilmemiş ayrıca...şiirde, basamaklardan, dize taraçalarından dökülen suların şırıltısını andıran ses, bazı dizelerde hayal geminizi olmadık bir kayaya çarptıracak kadar alabora oluyor...

Ama her şeye karşın şiirde masum ve özenilir bir içtenlik var.

Güzel bir şiirdi. yazara rahmet dilerim.

İnsanlar; güneşi ve denizi anlamadıkça heryerde 'biz' öleceğiz…

''Manda yuva yapmış söğüt dalına''

bu türkü kulağa hoş gelsin diye yazılmamış,araştırırsanız sebebini bulursunuz.

şiiri ve kapsadığı anlamın çekim gücünü değişik ama bir feyz noktasında anlamlaştırabilmeniz elbette mümkündür…
…buna hiçbir engel ve tabu mani olamaz… oysa geldiğimiz… gecesine gündüzüne inandığımız zaman perdesinde ki din konulu oturum artık insanın yelpazesine sığamayacak kadar uzaklaşmaya başlamıştır…bu bir genelleme değildir asla…bulunduğumuz cephede görebildiğimiz bir oluş halidir…
…hangi din… sözü …hiçbir vakit şiirselleşmedi bize ait gözlerde…çünkü dine ait ve inançların harlı savunucuları ve bir o kadar redde hazır bir akıl kapısına varmak değildir amaç…
öyleyse nedir yapılmaya çalışılan…ve günümüz şiiri neye nasıl hizmet etmeye hazırlanmaktadır…
ne kadar derinlikse şiir…bir o kadar hacimsizlik ve yüzeye dokunmaya hazır bir mayadır…avuçlarımızda ki…
havadaki kaynama noktasına doğal bir kıvam nüfusudur şiir…
arka ve ön cepheleri kaldırılmış…olunması ve alınması mümkün olmayan…genişlik ve hesapsız bir kelime hazinesine saplanıp kalmadan sadeliğin berat noktasına ulaşmaya çalışmaktayız…
yani ne önümüze ait bir harita çizdik…ne de geçmişin alacak vereceklerine takılıp kaldık…ufkumuzda yeni neslin sıhhatli dünyasına ait otobiyografik bir duruş ve endişesiz şiirin yeni kelimelerinin taşındığı bir yürek eşlik etmektedir …insanın ulaşmaya çalışırken bir adım daha uzaklaşmasıdır şiir…
…yekununuz ne olursa olsun…boş bir atmosfere sahip olunmadan duyulamayan bir evren ve ruhun rahat söyleyebildiği hakikattir şiir……geçmişe ait yazıp bugün unuttuğumuz küçücük bir pusula bile olduğu yerde size ait bir iz taşırken…
…şiirin hareket ve duruş sistemi elbette bir tez konusudur…
bu öyle bir araştırma ve incelemeye gerek duyar ki vakitsiz bir ölüm bile engel olamaz…aklın devamlı kayıt altına alınmasına…doğanın intikam gücünü çoktan geçtik ve o topraklara ait bütün savaşları bitirdik biz…
şimdi bu konum hesaplarında vardığımız yer öylesine hissedilmesi nadir bir enginlik ve suyun en saf dökülme melodisine eşlik etmektedir…bunu hiçbir bürokrasi temel hakları ile sahip olamayacak ve evrenimizin inşasına hiçbir redaktör…senaryo yazamayacaktır…
şiirin yorum alanına ait kabul edilir veya edilmez tarifler sıkça karşımıza çıkar oldu… hem sevindiren hem de garip bir durum…
…nedenlerine fazlaca takılıp kalmak yapılması gereken bir eylemden öte mecburiyet ile yolumuzda durmaktadır… şiire giden ve geçen
…kim…kimler…neden…niçinler…zaman ve zamansızlık şahıslarına ait hitap şekilleri şiir dünyasının yara aldığı unsurlardır…oysa keşke…şairin kim olduğuna fazlaca takılıp kalmadan şiirine ulaşabilseydik…geniş aile birliğine inanmak artık ukdemize hülasa sığmayan bir fikir ise…şiir elbette anlamsızlaştırılır…bu sebeple şiir yorumcularının çok iyi şairler olması bu anlamda değer taşımaktadır…
…günlerdir bu sayfalarda yaşanan şiir adına varılan edebi olmayan sonuçlar fazlası ile canımızı acıtmış…insanın ne çok kendisine ait yakışıksız tablolar çizebildiğine hayretler içerisinde bakıp kalmıştık…
Beyler ve bayanlar; …şiir hakkında edebi duruşunuz yazdığınız en iyi şiir olacaktır unutulmaması dileği ile sevgilerimle…LaraAçanba…16.06.2011
…

'Çoban ateşleri yol verdi geçtim
Baktım ki çoban ateşleri senin gözlerin'

Gerçekten bu dizelerde fazlalık var, yani safra. Çoğul eklerine gerek yoktu. İyi bir şair, sözcüklerini, olur, olmaz her yerde harcamaz. Yani kısıtlı kullanır., Özellikle ben şiirlerimde sözcük tasarrufuna çok önem veririm. Neden: aynı sözcükleri, daha sonraki şiirlerimde ikinci kez veya çok kez kullanmamaya dikkat ederim.

Ne deyim? Emeğe saygılar

'Çoban ateşleri yol verdi geçtim
Baktım ki çoban ateşleri senin gözlerin'

Gerçekten bu dizelerde fazlalık var, yani safra. Çoğul eklerine gerek yoktu. İyi bir şair, sözcüklerini, olur, olmaz her yerde harcamaz. Yani kısıtlı kullanır., Özellikle ben şiirlerimde sözcük tasarrufuna çok önem veririm. Neden: aynı sözcükleri, daha sonraki şiirlerimde ikinci kez veya çok kez kullanmamaya dikkat ederim.

Ne deyim* Emeğe saygılar.