Küçük çoban henüz on dört yaşında,
Karşıki yamaca sürüyü salar.
Üfler kavalına bir dağ başında,
Derdini dökerken, hülyaya dalar…
Göç yayla yolunda, oğlanlı kızlı,
Gökte göçmen kuşlar, ördekli kazlı,
Rüzgarda çiçekler salınır nazlı,
Kaval sesi dertlileri oyalar…
Kuşlukta yayılır, gizemli sesi,
Dağılır ovada, sabahın sisi,
Vurunca dağların serin nefesi,
Yükselir göklere sisten halkalar…
Güneşin alevi ufukta söner,
Çoban sürüsüyle köyüne döner.
Yanına hüzünlü yıldızlar iner,
Köpüklü köpüklü çağlarken sular…
Yorgun umutları, kalır yarına,
Yol alır sabahın ufuklarına,
Yeni bir yaşamın ilkbaharına,
Giderken gözyaşı döker yaylalar..
Gitme çoban seni, bırakmaz dağlar,
Kavalını özler, bahçeler bağlar,
Ateşi küllenen, kara sevdalar,
Uyanmamak üzre, uykuya dalar…
Kayıt Tarihi : 10.5.2008 17:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Bayram Ali Bayram](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/05/10/coban-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!