Çoban köye doğru dönerken eşeğinde
Koyunlar kuzular ovalar eşiğinde
Durmadan sallanıp duran beşiğinde
Kuzular uyurmuş heybeden döşeğinde.
Sürü suya koşup varır soluk soluğa
Bir toz kalkıp uçup konar durur oluğa
İçtikçe can verir ciğerleri yanığa
Kandıkça renk gelir benizleri soluğa.
Bir koyun yanarmış yürek yanı başında
Suları söndürmez döner kuyu başında
Çoban salıverir sen der uyu başında
Kuzusuna kanar dingin suyu başında.
Hava serinleyip vakit geldiği zaman
Sürüsüyle çıkıp yolda olurmuş çoban
Kavalını alıp çaldıkça zaman zaman
Canlı cansız onu dinliyormuş tüm yaban.
Dağlara giderken ovasından düzünden
Sürüsünde varmış sağmalından yozundan
Gökyüzünden çıkıp esen yeller yüzünden
Sürü bilinirmiş ardındaki tozundan.
Akşam olup güneş kaşlarını çatarken
Gökte yorgun düşüp ufuklarda batarken
Çoban yıldızlara bakıp dilek tutarken
Bir duman çökermiş yorgunluğun atarken.
Avaz avaz söyler çınlar yüce dağlarmış
Yıllar aylar değil gönüllerde çağlarmış
Yanık yanık türkü yakıp gönül dağlarmış
Bağırları taştan nice canlar ağlarmış.
Akşam vakte erer gayrı çöker karanlık
Sürüsüyle yine arkadaş bu akşamlık
Sohbetler tüterken döker durur çaydanlık
Yarenlik biterken çıkar gelir aydınlık.
Kayıt Tarihi : 29.8.2025 04:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)