Çiy taneleri bilirim;
Zerreden küçük, küreden yüce…
Sessiz çığlıkların arasına saklanıp,
Acemi ve toy yüreklerde burkulan,
Elmas gibi parlak, o denli hırçın,
Çiy taneleri bilirim.
Çiy taneleri bilirim;
Aşk rüzgârında sere serpe savrulan.
Her turun sonunda yine yorgun,
Yine umutsuz, rahatlayamamanın ve
Bir yanardağ ağzı açan çilelerin öncüsü,
Çiy taneleri bilirim…
Çiy taneleri bilirim;
İlham eder alıp başını gitmeyi mesela.
Yahut yere eğip hüngür hüngür ağlamayı.
Gözün sedefinden gönle burgu gibi düşen,
Düştüğü yeri yakan, yaktığını çıldırtan,
Çiy taneleri bilirim…
Çiy taneleri bilirim;
Yanına alıp sıkıntısını,
Yanına alıp hüznü, kederi,
Yüreğini orada bırakarak,
Umutsuzluk ufuklarında
Turlamayı işaret eden…
Çiy taneleri bilirim…
Çiy taneleri bilirim;
Bir ağlayışın ilk habercisi,
Yahut sonsuza dek ağlayamamanın…
Yüreğinde volkanlar barındırmanın,
Alevsiz ve dumansız içten içe yanmanın,
Bir damla gözyaşına hasret kalmanın
Yüreklerdeki uzantısı,
Çiy taneleri bilirim…
Sen bilmezsin.
Hiç gözlerime bakmadın ki!
Mayıs 1997 /Amasya
Ahmet Öztürk 3Kayıt Tarihi : 28.12.2009 16:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!