Özgürdü yüreği bir kuş kadar,
Kendini mahkum ettiği hayal hücresinde.
Ve hazırdı kendince uçmaya,
Aldığı yaraları unutmaktı niyeti.
Takıldı bir gölgenin peşine,
Sanaldı serüveni.
Sürükleniverdi birden bire benliği.
Sevilmeye aç, gönlünün korkuları kalmamıştı,
Olduğu değil, olmak istediği gibiydi.
Ve sevildi,
Seviniverdi,
Yanılmıştı, farkında bile değildi.
Sanal bir sevdayı gerçek sanıp düştü peşine.
Gittiği yere kadar, demedi sonsuza dek dercesine sevdi.
Hayal dünyasının perdelerini açtı yüreği,
Kırılgandı, masumdu, örselenmeye hazırdı.
Olanlar oldu; aldanmıştı, yanılmıştı,
Yine de durmadı, bunu oyuna alışmıştı.
Her saydam sandığı camın, bir karanlık olduğunu anlamıştı,
Anlamıştı anlamasına ya...
Bulduğu her gülüş, gerçek sanırcasına sarıldığı daldı,
Her dal bir gün kopup gitti, o ise olduğu değil,
Olmak istediği gibi görünmeyi seçti.
Yine de yanılmaya meyilliydi, bile bile gönüllüydü.
O yine kendi kendine kala kaldı, yalnız yaralı yüreğiyle.
Ve bir gün dönüp bana dediği şuydu:
“Çivi çiviyi söker, be Firari.”
Oysa bilmediği şey, bilip de bilmezden geldiği idi:
Çivi çiviyi sökmüyordu.
Aksine, aynı yerden kaçtıkça yarayı daha da derinleştiriyordu.
Bunu o da çok iyi biliyordu,
Yine de bu oyunu oynuyordu.
(Ozan Firari)Zöhre Eylem Yıldırım /05/06/2012/İzmir
Ozan Firari Zöhre Eylem Yıldırım Ozan FirariKayıt Tarihi : 7.6.2012 00:30:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)