Geceyi ayrı, gündüzü aynı yaşadım
Selamsız sabahlara uyandım
Ne önemi var geçen yılların
Hatırlanacak yâr yoksa
Vurun yüzüne kapıları
Haylaz senelerin gıybetini yapın
Mecnun mecnun oluşundan
Ferhat deldiği dağdan
Eline bulaşan topraktan utanır
Vurduğu balta havada kalır
Seslen, Leylâ Şirin'e
Kerem, Aslı'yı çek al yanına
Birisi çıkıp;
Yirminci yüzyılı anlatsın
Yirmi birinci yüzyıl münafık Aşk masallarını
Maskeyle gezen gezentileri
Masumu masuma kırdıran kahpelerin
Elini, dilini zincirleyin…
Berisinde duran varken
Uzaklara kaş, göz edenleri
Aşkın mübarek hâli duysa
Yatar musaallaya
Masalmış hepsi masal
Bakıp durduğum gökyüzü söyle
Çivi topuk ayakkabı çıktı ayağımdan
Dünya’nın çivisi nerede merak eder miyim?
Müjdeler olsun
Soğuk beton,
Ben de sendenim
Ses etme.
Kayıt Tarihi : 16.4.2024 19:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hülya Kırklaroğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2024/04/16/civi-64.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!