Çitlenmiş Çekirdekler Şiiri - Ahmet Bari ...

Henüz kalkılmış bir koltuk sıcaklığına oturmak istiyorum
Gülen yüzlere bakmak
Kulak vermek en güzel sohbetlere
Benim anlatacak pek anım yok
Söz bana gelse de
Konuşamam
Gözlerden sıkılırım
Sustuğuma bakmayın ama
En az sizler kadar hayattayım
Başlayacak sözüm olmadığından
Dinlemekte ustayım

Dillerinizde mayalanan öykülerinizden
Birkaç fotoğraf alsam kafi
Bir zaman sonra
Gözlerim bir yerlere daldı mı
Ahşap konsollarım da var
Gümüş çerçevelerim de
Hiç unutmamak için hazırlıklıyım

Yalnız başına olacak şey değil bunlar
Komşu lazım eş dost lazım
Paylaştıkça çoğalır demek eksik biraz
Paylaşmadan var olamaz ki
İnsan insan dokunuyor hatıralar

Kaynasın kazanlar
Kurulsun kedilerin yalandığı sofralar
Doysun karınlar gelsin keyifler
Noktasız cümlelerle virgül virgül pişen mutluluklardan
Elbet benim de payıma bir çukur gamze düşer

Anlatacak bir öyküm yoksa da
Her ömür gibi bir öyküdür benim de ömrüm
Ön bahçelerde güller sümbüller mi var
Ben arka bahçedeki akşam sefasına gönül vermişim
Yalnızlığın bir köşesinde kendi kendine büyüyen
Baharlara loş gölgeler ören
Kara tohumlarını sevinçle ayıkladığım o akşamların o sefalarına
Aşktan falan da geçtim çoktan
Varsın arkadaş gibi sevsinler beni
O göz göze gelinmez güzeller

Akşamları ne çok severim bilseniz
Kirpiler dolanır otlar arasında
Yarasalar döner durur
Hava koyulaştıkça
Kambur bir küfeci gibi çöker gün
Güneş bir yorgunluk cıgarası yakar damlarda
Olgunlarından bir turuncu seçer
Camlardan yansıta yansıta
Alnıma düşürür

Giderayak kapı önünde yapılan sohbetler gibi tatlanır zaman
Konu konuyu açar
Herkes birbirinin çilingiri olur
Yıldızlı gecelere hazırlanır pencereler
Kolay mı
Koca bir gün vedalaşıyordur
Maarif takviminden yırtılan o yaprak
Anneannemin dediği gibi
Hep ömrümüzden
Gitmesin diye sımsıkı tutasım gelir
Tutamam
Tutamadıkça şişer içimde boşluk
Şişer şişer şişer
Bundan mıdır acep sıkıntıdan patlamak

Gözlerim
Bir çocuğun küçük ellerinde
Ağzına kadar dolu iki bardak

Yan odaları vardır mutlu günlerin
Lambaları yanmayan
Bir bebek uyur
Bir köşeye misafir olmuş montlar paltolar
Kapı altından ışık sızar
Duvarlardan kahkahalar

Pencereler
Sarı kareler çizer gecelere
Kaldırımda kırılmamış bir bira şişesi
Çitlenmiş çekirdekler hala ıslak
Uzaklaşmış olamazlar
Konu daha kapanmamış olmalı

Nefes aldıkça
Bitmez mevzular…