Yüzük gam rengindeydi,
ve ala bildiğine ayrılık parlıyordu.
Ağlamalar dahi gözlerinin kamaşmasından ürperiyordu.
Herkesin gözü kısık,sesin de şiddetli tebrikler vardı.
Kimse yaklaşamıyordu yüzüğe,
Yüzük hiç bir mide nin kaldıramayacağı kadar küf kokuyordu
Parıltısın da ayrılık renkli ışıklar saçıyor yanıyordu..buz gibi..yanıyor..
ayrılık albenisi olan yüzük koşar adımlarla,
narin ince incinmiş olan,yüzük parmağına doğru koşuyordu..
Havada zılgıtlar peş peşe,
mutluluk lar mutluluklar..
sonra bir den gece oldu,baykuşlar bir bir evleri ne dağıldı.
Evde kimse yok!
ev çığlık çığlığa sessizlikte..
ev kendini yırtıyor,
çığlıklı kargaşayı,
olanı biteni,
sadece dili kesilmiş serçe parmağı duyuyordu..
Et yiyiciler dolaşıyordu sokaklarda.
Evlerin yüreği buz gibi korkuda.
çıt sesi çıkmıyor evlerin.
hepsi bir ölüm korkusun da..
Kayıt Tarihi : 22.6.2013 02:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu yazarken monarosa yı dinliyordum çok etkilenmiştim. sevdiğin bir başkasına yar olduğunu hiç bilme diye bilirim.bunun anlatıla bilir yanı yok.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!