Ne zaman soğudu adın dudağımda,
Ne zaman ıskaladı lâvlarının yürümesi?
Okyanus balıklarının bile el sürmediği,
Kuzeylere uğratan yüzgeçlerimi hani!
Oturup nabzımın dümenine,
Jet-skilere kağnıcılık oynatan hani!
Ne zaman geceyi çektik üstümüzden?
Sabahı öğleni ikindiyi yırttık ne zaman?
Ne zaman yakaladı soluğunu,
Bomboşluğun ağır elleri?
Gözlerin yelkenimdi hani!
Üstüme üstüme geldikçe boşalırdım zembereğimden.
İmanın ve insanın az olduğu dağları,
Tepelerdim çalakanat,
Altımdayken kalçaların.
Ne yani tozundan un yaptığımız kara mıdır yalnızca toprak?
Suyundan şarap,
Boyasından oda,
Fatiha’sından son yatak,
İlk adımından yürüme yaptığımız,
Doğrularak yekinip,
Güneşe tutunarak!
Ne yani,
Başka başka topraklar olmasa,
Nereden kaynardı tarih?
Bir mayıs gelip boyar mıydı gökyüzünü maviye?
Herkese aş,
Herkese iş,
Urba ve ilaç düşer miydi?
Herkese bilmek,
Gerinmek göğsü genişliğince,
Ağzı derinliğince gülmek düşer miydi?
Ne zaman topladın karar toplarını içinden?
Ne zaman dağıttın mevzilerini?
Doğurmak içindir kadın bedeni,
Hadi doğur toprağına kendini!
Eğilip aklımın içine baktım:
Çişi gelmiş bir bulut çözmüş iplerini ipince,
Düşecek düş arıyordu.
Bir saman sarısı tuttum hemen,
Bağladım sızdırmaz şiir beziyle altını.
Ali Tekmil / 19.07.2001
Ali TekmilKayıt Tarihi : 6.12.2007 11:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu kadar derinlerde boğulurm ben
Saygılar...
Ümran Tokmak
şiir kâr desem buz gibi eridi şiir
şiir.....şiir. bu köprünün neresinden atmalı şair kendini...
Çok sevdim..iyi çalışmalar hocam...
TÜM YORUMLAR (3)