Cirque d'Hiver (Elizabeth Bishop)

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Cirque d'Hiver (Elizabeth Bishop)

Yüzyıllar önceki bir krala yakışırdı
o mekanik oyuncak. Bir uçtan bir uca uçardı.
Sahici beyaz saçıyla küçük bir sirk atıydı.
Siyah gözleri parlaktı.
Sırtında bir dansözü taşırdı.

Dansöz ayak uçlarında dururdu ve dönerdi ve dönerdi.
Yapay güllerden eğimli bir serpinti
eteğine ve gümüş şeritten korsasına dikilmişti.
Başının üstüne yerleştirirdi
yapay güllerden başka bir serpintiyi.

Yelesi ve kuyruğu saf Chirico’ydu.
Biçimsel ve melankolikti ruhu.
Dansözün bedenini ve ruhunu delen
küçük direğin yanı başında hissederdi
dansözün pembecik ayak parmaklarını sırtında.

Ve delerdi direk onu da, yeniden görünürdü
büyük bir kalay anahtar olarak, karnının altında.
Üç adım eşkin gider, sonra eğilip selâmlardı,
tekrar eşkin gider, bir dizi üstünde eğilip selâmlardı,
eşkin gider, sonra çıtırdar ve dururdu, ve bana bakardı.

Bu zamana değin sırtı dönüktü dansözün.
Dansözden kat kat akıllıydı.
Yüz yüze bakmak umutsuzca-
gözü bir yıldız gibiydi-
dikerdik gözümüzü ve “pekiyi, onca yol aldık” derdik.

Elizabeth Bishop (1911-1979, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Çeviri notları:
“Cirque d’Hiver: İngilizce yazılmış şiirin özgün başlığı Fransızca olduğu için, çeviride de başlığı Fransızca olarak bırakmayı yeğledim. “Cirque d’Hiver”, kış sirki anlamına gelmektedir.
Chirico: 1888-1978 arasında yaşamış İtalyan fütürist ressam.

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 6.6.2007 21:56:00
Hikayesi:


Cirque d’Hiver by Elizabeth Bishop Across the floor flits the mechanical toy, fit for a king of several centuries back. A little circus horse with real white hair. His eyes are glossy black. He bears a little dancer on his back. She stands upon her toes and turns and turns. A slanting spray of artificial roses is stitched across her skirt and tinsel bodice. Above her head she poses another spray of artificial roses. His mane and tail are straight from Chirico. He has a formal, melancholy soul. He feels her pink toes dangle toward his back along the little pole that pierces both her body and her soul and goes through his, and reappears below, under his belly, as a big tin key. He canters three steps, then he makes a bow, canters again, bows on one knee, canters, then clicks and stops, and looks at me. The dancer, by this time, has turned her back. He is the more intelligent by far. Facing each other rather desperately- his eye is like a star- we stare and say, 'Well, we have come this far.'

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cüneyt Eşberk
    Cüneyt Eşberk

    paylaşımlar için teşekkürler...saygılarımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

İsmail Aksoy