Aşina bir şiirim sana, kanayan yerlerimde sen varsın
Dilerim ki, gözlerin çiviliyken ruhuma, zaman aksın
Kaç bahar varsa ömrümde, sensiz olacaksa uğramasın
Çırılçıplak gel gecelerime, o an isterse, kıyamet kopsun
Sular çarpınca yüzüne göz kapaklarını aralarsın düşünüşlerin. Soruları raflara dizer, yüreğinin bağlarından koruk üzümler toplamaya çıkarsın. Her sabah taze umutların güneşiyle ışır yeryüzü, her gün devrilimiyle hüzün istila eder anlayacağın yüzü. Sevdanın ayrık otlarıyla yeşillenen bahçelerde mevsimlerin ruleti hep fesat yüreklerde estirir güzü.
Sen ruhumun çıplak yelesi, sen şansımın kupa valesi. Gözlerinin uzak ormanlarında aradıkça seni diner mi söyle, bu yüreğimin fırtınalı gecesi? Kanaması artınca yüreğin, yeniden büyümek için dudak arar, sevdanın korku filmlerine kapıldıkça. Öper öfkenin sağrısından kızılcık düşler tarlasında.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Söylenecek herşeyi söylemişsiniz,payıma düşeni alıp,okumaya devam edeceğim.....saygılar.....
Çırılçıplak gelmeli ve çırılçıplak yakalamalı sevdalar insanı o utangaç ruhu kaybettirmeden ve en saf halini sobelemeli gönlümüzün. Tebrikler kaleminiz hiç susmasın.
Aşina bir şiirim sana, kanayan yerlerimde sen varsın Dilerim ki, gözlerin çiviliyken ruhuma, zaman aksın Kaç bahar varsa ömrümde, sensiz olacaksa uğramasın Çırılçıplak gel gecelerime, o an isterse, kıyamet kopsun
Yazını okurken kendimiz de yaşıyo gibi hissetmemiz sizin usta bir şair olduğunuza isbattır.Tebrikler.
Saygılarımla
' Alışkanlığının sürgün denizlerinde mavi heveslerimsin sen. Kirpiğinin evrenlerinden ırmaklara dökülerek seni buldum ben. Alnıma dayanan namlular biriktikçe yüreğimin kanayan yerlerinde seni sarıyorum. Kirli gecelerin tuzaklarında kanıyorum, lime lime ödeyip diyetini dudağında öpüş oluyorum. Gün içiyorum dallardan, mevsimlerin eteklerine tutunarak seni arıyorum. '
' Seni düşürdüğüm şiirlerinin fışkın dallarına bahar çiçekleri astım, aşkı yaşa diye. En gizli yerimin örsünde kalbimi ezdim, yüce sevgimi sez diye. Gözyaşlarının zemherilerini dolaştım yar, sevgimin saraylarını gez diye. Sultanlar verdim emrine ben, tanrıça güzelliğinle sazıma söz ol diye. Gönlümü yatırdım ruhuna, gecelerime çırılçıplak, ama utançsız gel diye. '
Engel tanımaz sevdalar vardır, yürek yangınıdır için için tüter. En gizli söylemdir içsel tınılarla. Yüreğimize sarıp sarmaladığımız, kanadıkça daha çok derinleşen ve bizi ona tutsak eden gecenin sessizliğinde büyüyen feryadımızla umudumuzu suladığımız, düşlerimizi kana kana içtiğimiz, bir şarkıda şiir olduğumuz sevdalar.
Böylesi içten ve tutkulu yazabilen şair yüreğinizi kutluyor, kaleminiz önünde saygıyla eğiliyorum.
Sözcüklerin efendisine saygı ve sevgilerimle...
Gecikmiş trenleri beklerken yaşam istasyonlarında avuçlarımızdaki umut biletlerine gözyaşlarımızı düşürürüz. Oysa, kementler sıkarken bedenimizi, biz yine de şarkılar söylemekten vaz geçmeyiz, hayata dair şiirlerle tamlanarak.
..............................
Bekleyiş... umuda umut asılı bir bekleyiş...
Tebrikler
Saygımla
uzak düşlerin yansıma dokunuşlarında feda edilen birleşmiş ellerin , isyan sokaklarına dirençsiz kalan bilenmiş gülümseyişlerin gezegeniyiz aslında varoluşun gizinde..sen bana mı çektin bilmemki söylemleriyle ruhunu okşarız sevdiğimizin...
Tebrik ederim ustam.
yüreğinize,emeğinize,kelminize sağlık..
sevgilerimle..
petek sinem.
Gecenin ve özlemin hüznü ile başlayıp umudun en yalın ve en son aşamasıyla bitirilen mükemmel bir deneme olmuş.Yürekten kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta