Ne zaman eylül’ün yüzünü görsem
Belleğimde, yok olmuş günler belirir
Siyah-beyaz bir film şeridi gibi
Aklıma çırakman demeti gelir
Komşum Musa Amca bunun piridir
“Tarlada izi olmayanın...!” sözünü bilir
“Susam Ayı “ denen mayıs ayında
Gün doğmadan önce tarlaya gelir
Tarlanın ucundan işe girişir
Öküzün çektiği karasabanla
Sonraki yıllarda demir pullukla
Kurumuş toprağı tava getirir
Bunun için ilk önce tarlayı sürer
Toprağı parçalar, un-ufak eder
Arada-sırada “lâ havle” çeker
Üşenmez, üstünden tırmıkla geçer
Alnındaki terleri eliyle siler
Kum ile kardığı susamlarını
Eliyle bir güzel toprağa serper
Yeniden toprağa tırmığı çeker
Evine çekilir , tevekkül eder
Bundan sonrasını Tanrı’dan bekler
Serpilen susamlar tam bir gün sonra
Bir anda çimlenir, “Buradayım!”der
0ysa buğday harmanı böyle değildir
Haziranda, temmuzda .....ekin biçilir
Biçilen ekinler tınaz edilir
Harman yeri denen yere serilir
Öküzlerin çektiği taşlı dövenle
Taneler, başaktan yere dökülür
Yabayla havaya fırlatılarak
Rüzgarın insafına teslim edilir
Samanlar samanlıkta biriktirilir
Ekinler'se kilerlerde depo edilir
Ama bizim susamlar henüz
.......................................çok gençtir
Yumurta içindeki civciv gibidir
Gelişmesi için aylar gerekir
Eylülün başına gelindiğinde
Toprağın üstünde saplar boy verir
Sapların ucundaki bir çanta gibi
Rüzgarda sallanın başlar belirir
Susamlar yavaş yavaş kozaya gelir
Saplarından biçilir, istif edilir
İnce söğüt dalıyla beli büzülür
Askerlerin çattığı tüfek örneği
Her biri üçerli demet halinde
Ayaklar toprakta , kozalar üstte
Bir peşkirin üzerine dimdik dikilir
Dört aylık uzun bir yolun sonunda
Üretilen susamlar böyle dizilir
Üstü açık bu susam çardaklarına
Tekkelerin üç ayaklı şamdanlarına
ve Tekke Babaları’nın bakır tasına
Saraç ya da tabak sehpalarına
Benzedikleri için ÇIRAKMAN denir
Ya da bazı köylerde dendiği gibi
Çırakman yerine ÇERİKMAN denir
Yaşanan eylül’ün ilk günleridir
Toprak henüz kurudur; nemli değildir
Ama susam taneleri artık iridir
Tüfek gibi çatılmış susam sapının
Çatlak kozalarından susam dökülür
Simide tat katan bu tanelerin
İçinden çıkarılan sıvı tahinin
Herkesin bildiği kış helvasının
Şiirsel hikayesi işte böyledir..
……………….***………..
Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 29.1.2020 18:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Müze Şiir Katogorisi'ndedir Yaşananları sonsusa dek yaşatmak için
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!