Cipralex günlükleri 59.gün

Azad Kara Seyrek
38

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Cipralex günlükleri 59.gün

Emin değilim ama sanırım bu kadar oldu. 59 gün.
Tam 60 değil çünkü 2 ay önce yarın gitmiş olmalıydım doktora ve o mucizevi hapları bana o kadar süre önce vermiş olmalıydı.
Aynı gün mü almıştım ilaçları? Geçen ay kaç çekiyordu? Yada o gün aldıysam eğer ilaçları, o gün mü kullanmaya başlamıştım emin değilim ama 59 güzel bir sayı gibi geldi bana ve olsa olsa o kadar olurdu işte.
Hem birkaç gün geriden geliyor olsam, bugün 62-63 hatta 65. gün olsaydı ne olurdu ?
Birkaç günde ne değişebilirdi ki hayatımda kronolojiyi bozmuş olmam ciddi bir sorun yaratsın?
Birkaç senede ne değişmişti ki birkaç günde bir şeyler değişebilsin. Annelerinin bile ayırt edemeyeceği kadar aynıydı işte hepsi. Mürekkebi giderek biten bir fotokopi makinesinde her biri bir öncekinden daha buruşuk ve yırtık sayfalara çoğaltılan silik kopyalar gibiydi her günüm.
Bunun sorumluluğunu alabilirim ama sanırım.
Benim suçum.
Hayatımda ne varsa hepsi benim suçum.
Siktir.
İnsan hayatının bir yerinde sıkışıp bir şeylerin doğru gitmediğini anladığında, gerçekliğin bütün soğukluğu ve reddedilemezliğiyle burun buruna geldiği işte o anlarda suçlayacak birilerinin olması ne kadar da büyük bir lütuf.
Hayatın bok gibi çünkü sorumlusu seni ilgisiz ve başıboş büyüten o sorumsuz ailen.
Tabii ki o iş senin hakkındı ama genel müdürün o yavşak yeğeni yok mu hem itin teki hem de torpille önüne geçti çünkü bu bozuk bir düzen.
Eski sevgilin zaten orospunun tekiydi şimdi ayrılmasan kim bilir neler gelirdi daha başına, hem böyle kafan daha rahattı, iyi olduydu.
Görüşmediğin arkadaşların senin derinliğini hiç anlayamamıştı zaten, hayırsız sıfatını tam bedenine göre ölçüp biçip yapıştıran akrabalarına zaten birkaç beden büyük gelirdin sen.
Ama ben gelmezdim.
Eski sevgilim benden çok daha düzgün biriydi ayrıca arkadaşlarım benim derinliğime ne atarlarsa atsınlar doldurulamayacağımı anladıkları için kendileri de düşmemek adına güvenli bir mesafede duruyorlardı sadece.
Ben kimseyi suçlayamıyorum. Suçlamak istediğimi de söyleyemem gerçi. Çünkü hangi pencereden bakarsanız bakın mükemmel bir gelecek kurabilecek, sosyal, ekonomik aklınıza gelen her açıdan çok başarılı olabilecek mükemmel bir potansiyel vaat eden bir hayatı Da vinci’yi bile kıskandıracak incelikte keskin çizgilerle ve tek başıma sikmiş olmak bana ruhumun karanlık taraflarına seslenen bir zevk veriyor ne yalan söyleyeyim.
Anca bu kadar içine sıçılabilirdi ve ben sıçtım. Hayatım bir iki basit adımı takip ederek herkesin içinde olmak isteyeceği bir cennete dönüştürülebilecekken ben zor olanı seçip onun ağzını burnunu ve bulabildiğim her deliğini ayrı ayrı ve tarifsiz bir zevkle siktim.
Şimdi bazı geceler gözlerim cehennemden bile sıcak oluyor. Birkaç yeşil sigara eşliğinde.
Yani anlayacağınız bir domuz gibi çamurumun içinde gezip birkaç gün önce keşişleri dahi çatlatacak olgunlukta bir erdemle bir şeyleri düzeltmeye yönelik verdiğim sözleri geviş getirip sıçıyorum.
Sonra kafam güzel olduğu için hatırlayamadığım birkaç gün.
Ardından çamurumun içinde öylesine gezerken geçen hafta sıçtığım boklarla karşılaşıp verdiğim sözlerden ne kaldıysa artık geriye onları da mideye indiriyorum.
Birkaç kez hazmedilmiş sözler güzeldir. Bayatlamıştır artık ve tutmanız gerekmez.
Sadece arada hala onları unutmadığınıza istinaden birkaç saniyelik aklınızdan geçmeleri yeterlidir.
Sessizce otururlar yerlerinde. Var olmak için varlardır. Varlıkları içinizi rahatlatsın diye sadece. Tıpkı dedeler gibi.
Konumuza dönecek olursak bugün 59. Gün.
Bir değişiklik hissediyor muyum hayatımda ? Kesinlikle.
Peki bu bir ilerleme mi ? Biliyor musun hiç sanmıyorum.
Öyleyse bile bunun ayırdına varabilmek için hiç fırsat vermiyorum kendime. Kafam sürekli güzel amına koyayım.
Ben kendi iç dünyamın çarpıklaşmış yansımalarıyla uğraşıp onları hiç durmayacakları bir düzene sokmakla boğuşurken hayat geçip gidiyor.
Asıl sorunlar buradayken ben onların baba tarafından hiç sevmedikleri uzak kuzenleriyle uğraşıyorum.
Tüm çabalarımın sonucunda hiçbir şeyin yoluna girmediğini görünce de hayata küsüp tanrıya küfürler etmeye başlıyorum ayrıca gerçeklik algımda bozuluyor.
Nasıl ya? Hepsini adım adım hesaplamıştım işte. Böyle yapınca işte tam olarak şöyle olması gerekiyordu.
Olmadı çünkü tanrı tarafından hayatım sabote ediliyor.
Kesinlikle küçükken anneanneme Almanya’dan gelen çikolataları şeytani planlarla arakladığım için oluyor bunlar.
Tanrım benimle derdin ne amına koyayım?

Azad Kara Seyrek
Kayıt Tarihi : 23.5.2023 03:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Aklından bile geçirme buna değmez dedim.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Azad Kara Seyrek