Cinsellik Şiiri - Hekim Coşkun

Toplumsal DİBE vuruşun adı olan; 17 aylık BEBEK tecavüzü ile herkesimden topluca NEFRET ve KINAMA yapıldı, İDAM dillendirildi, asmak-kesmek konusunda ahkamlar kesildi ve hatta bir yerlere işaret edilse idi; hemen herkes birilerini LİNÇ etmek için hazır tetikteydi! ?
Elbette KOKUŞMUŞ düzen bu nefret birikimini kendi çıkarı doğrultusunda bir yerlere katalize etmek için hesaplar yapmıştır.
Konu her ne kadar sapıklık ise de içinde CİNSELLİK barındırdığı için bu konunun bilince çıkarılması gerektiğine inanıyorum.
Bunun için toplumların ÜRETİMİYLE ilişkilendirmeye çalışacağım.
Günümüz dünya ülkeleri arasında üretim ilişkilerinden kaynaklı CİNSELLİĞİMİZ de var.
Bir başka yazımda belirttiğim KAVGA örneğini burada yenileyerek CİNSELLİĞE geçmek istiyorum.
Kültür ve sanayi devrimini tamamlamış ülke insanları ile toplumsal devrimlerini henüz tamamlayamamış ülkeler insanı arasındaki gelişmişlik ve\veya gelişmemişliği bire bir kavgalardan anlarız.
Devrimlerini tamamlamış ülke insanları arasında kavgada kişiler kavga ettiklerini yakın MARKAJA almaz. Döverken de, dövülürken de kavga ettiklerini elleriyle ve ayaklarıyla kendinden uzakta tutar.
Bizim gibi ülkeler ve de gelişimini tamamlayamamış ülkeler insanı ise; kavga ettiği kişiyi boğazlamak için, dişlemek için nefes nefese verir kavga ettiğiyle.
Cinsellikte tıpkı kavgalarımız gibidir.
Kapitalizm-feodalizm arasında sıçrama yapamamış sanayileşememiş (var olan montaj sanayi sadece köle pazarına döndürmüştür ülkemizi) iki toplumsal özelliği ile kimlik kazanamamış bir toplumun cinsel hayatı nasıldır? ? ?
Hiç sorguladık mı?
Ülkemizde; KEÇİ-İNEK-AT-EŞEK gibi hayvanlarla cinsel ilişkileri basına yansıyan haberler duymayanınız yoktur.
Böyle bir toplumda KADIN-ERKEK cinselliğini etraflıca yazmaya\anlatmaya gerek bıraktırmayacak örneklerdir bunlar.
Cinsellikte SEVGİ yoksunuyuz.
Üremek yada ihtiyacımızı görmek amaçlandırılmış\programlandırılmış. Sistemin dışına çıkabilecek cesaret ise ER kişilerimizin İŞİNE PEK GELMEZ.
Erkek; biyolojik ihtiyaç olarak bu işi görürken, KADIN; erkeğin bu ihtiyacının emrinde YARATILMIŞ olarak kaderine boyun eyer.
Konunun PRATİĞİNİ anlata bilecek cesareti kimse kendinde göremezken, erkek-erkeğe ya da kadın-kadına bunu dile getirirler.
Cinselliğin tarafları karşı karşıya gelip;
Ya kardeşim sen bu işi yapıyorsun ama bu işi KÖPEKLER de yapıyor. Gel bu işi İNSANCA yapalım demezler.
Hem sen insan ol hem de ben ve hem de SÖMÜRMEDEN cinselliğin tadını çıkaralım diyemez kimse bir birine.
Ahlak ve cinsellik konusunda DİBE vuruşu eleştirirken, özellikle reel sosyalist ülkelerden Türkiye ye gelen kadınlar örnek verilerek; sizin sosyalist yaşamış kadınlarınızın da bizden pek farkı yok derler.
Oysa birkaç eski sosyalist ülkede zorunlu ikamet ettiğim zamanlar; cinsel konuda KÖPEK gibi olduğumun pratiğini yaşadım.
Sömürülmek gibi sömürmek de genlerime işlemiş olacak ki; bu konuda ve hem de acilen İNSAN olmam gerektiğini üzülerek yaşadım.
Ülkemize gelip giden yabancı kadınların çoğunun gözlemlerinde şöyle derler; BU ENAYİLER HEM BİZİMLE YATIYORLAR VE HEM DE ÜSTÜNE PARA VERİYORLAR.
Bu nu KADIN-KADINA da KADIN-ERKEKLE DE konuşur.Yani memleket meselesi gibi SÜME altına atılmaz ve DEVLET SIRI OLARAK MUHAVAZA EDİLMEZ. Sadece insanın CİNSEL GELİŞİMİ olarak ele alınır ve onarılabilecek insani gelişimle ilişkilendirilir.

Sonuç olarak Türkiye Toplumunda İNFİAL uyandıran UTANÇ yaşatan 17 aylık bir BEBE ye yapılan tecavüzün, tüm topluma yapılmış diğer TECAVÜZLER gibi zamanla unutulacağına herkes gibi bende inanıyorum.
Ancak yinede; CİNSEL sorunlarımız üretim ilişkilerimize bağlı olarak devam edecektir.
Çünkü; geri bıraktırılmış toplumların cinselliğinde; SEVGİ yoktur.
Aşk yoktur.
İstisnalar da yoktur.
SÖMÜRMEK-SÖMÜRÜLMEK VARDIR.
Hekim Coşkun