Aydının kaleminde,
Birçok reklam filminde,
Çocukların dilinde,
Cinselliğin işi ne?
Hikayede romanda,
Vitrinde dev ekranda.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZE DEĞER VEREN YÜREĞİNİ VE KALEMİNİ KUTLUYORUM ÜSTAD SAYGILARIMLA
Etik mesajlar içeren,sorgulayan,anlamlı ve etkili,tebrik ve takdir ederim Adem Uysal Hocam,
Kaleminiz her zaman umut ve ışık saçsın,
Saygılarımla,tam puan, Enver Bilgiç
Bilmem ki hocam, reklamlarda ve ponolarda bile cinsellik var!
Şiirinizi seveverek ve seçtiğiniz temayı destekleyerek okudum...
tebrikler.
TAM PUAN ANT.
Selam ve sevgilerimle...
Nafi Çelik
KAPİTALİZMİN AYAK OYUNLARIDIR ÜSTAD BUNLAR..DUYARLI YÜREĞİ TEBRİK EDİYORUM.SELAM VE DUA İLE. HELE BİR AVRUPAYA VARALIM DAHA NELER GÖRECEĞİZ NELER.
Yozlaşan, İnanç değerlerinden ısrarla uzaklaşan toplumdan çok önemli bir fotoğraf çekmişsiniz Üstad...Benim kanaatim o ki,bu hususta biraz geç kalındı...yabancıların bizim inanç değerlerimize taban tabana zıt telkinleriyle, toplum çıkışı zor bir yola sokuldu...Artık bu toplumda bizim olumsuz gördüğümüz cinsellik materyali olmak için aileler yarışıyor...çiçeği burnunda evlatlar yarış yapıyor...
Bu ülkede Çok para kazananlar CİNSELLİK ile kazanıyor...Ar, namus, haya kavramları literatürümüzden çıkarılmak isteniyor...bu gelişmeler bazı çevreleri ziyadesi ile memnun etse de, sonuçta toplumun manevi değerlerinin dejenerasyonu hızlı bir şekilde devam ediyor...
Neslin giyeceğine artık yabancılar karar veriyor...
Her mevsim MODA adı altında yeni yeni uyduruk giyecekler icat ediliyor...İnanç yönünden hassas aileler mağazalarda giyecek bulmakta bile zorlanır hale geldi...Vücudun en mahrem yerlerini moda uğruna açma yarışına girdi millet...Bu duruma karşı çıkmak bile ayıplanır halde...yafta hazır, TUTUCU, GERİCİ gibi şeylerle suçlanıyor insanlar...
Şiiriniz herzamanki gibi Harika....100+ANT
İşte izlenme uğruna yapılan ve toplumu yozlaştıran işler,yüreğine sağlık,tebrikler,tam puan
RATING ADEM HOCAM RATING.REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ DERLER.SERZENİŞİNİZVE SİTEMİNİZ HAKLI AMA İŞ RANT ELDE ETMEYE GELİNCE MUTLAKA İŞİN İÇİNE CİNSELLİK VE CAZİBE DE GİRİYOR İSTER İSTEMEZ...TEBRİKLER ADEM HOCAM.SELAM VE SAYGILARIMLA...
Gazetede dergide,
Panayırda sergide.
Daha olmadık yerde,
Cinselliğin işi ne?
Şairim çok güzel konular buluyorsunuz birde şiir dizelerinde okumak daha başka, tebrikler.
Haklısınız sayın hocam.Kaleminize ve emeğinize sağlık.Tebrikler ve de saygılar..................halilşakir
Abi yüreğinizi kutluyorum şiiriniz her yönüyle mükemmel olmuş tebrikler tam puanımla sayfama aldım saygıyla selamlıyorum
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta