Zaman uçurumun en hırçın gecesinde
Topun ağzında bir millet yatıyor
Beyhude yutkunursun her hecesinde
Kalbi küstah sırtlan bakışları gibi atıyor
Başka bir mefhum kafa bulandırır bilmecesinde
Ardı sıra zor, koynunda toprak bölünmez
Gecenin ayazında yürüyorum buruk ve yalnız
Ölenle ölünmez gülüm, ölenle ölünmez
Ne illettir, avucuna bakan boğaz üzülür
Ve anasının feryadıyla uzanır delikanlısı yağız
Ağızları bıçak açmaz, süzülen gözlerden süzülür
Çıngıraklı bir sinsilik sarar çolak mehmeti
Beş vakit anlı değer seccadeye şüphesiz
En tumturaklı merhalesindedir merhameti
Buruşuk ve kocaman ellerinde iz
Ve alaca bozuk çalan şehvetli gözleri bakar çaresiz
İçini kemiren bir sevda, sevdiğidir burnunda tüten
Başlı başına meydan okur omuzları büyük
Sırtında kambur gibi, bileklerinde kangren
Bağrında uygarlığın hançeri, amansız yük
Telaşı kaplar ayrılığın en derini bilinen
Kim bilir nefsi idaresinde belki son soluğu
İki eli yakasında diş bileyen neyin kisvesi
Ve genzinde esen buz gibi ceset soğukluğu
Hâlbuki musallat olan uygarlığın ta kendisi
O bilmez üç kuruş uğruna bel bağlamak
Göğsünde mıhlanmıştır cihan kurşun adresi
Ve erkek adamdır, yakışmaz ağlamak
Hesap tutmaz içinde alev alev vazife hevesi
Avuçlarına boşalan kudurmuş bir şadırvan
Ve vatan içindir, ana avrat içindir
Ve ne varsa başında duman duman
Çoluğa çocuğa karışacağı mutlu bir hayat içindir
Bizim geleceğimiz için mehmedim kadirbilir
Bahtın şen olsun, eli göğsünde nöbet duran! ..
Kayıt Tarihi : 25.8.2009 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!