Saklı bir obada çeribaşıydı o. Sevgilisi, gizli kadını kuştüyü yürekli, deli gönüllü,
sevda bağımlısı, yabanların gülü, çirkin bir çingene kızı... Korumalıydı diğer kızanların
kıskançlık, nazar kurşunlarından. Koydu bir nöbetçi çadırın kapısına, ancak biraz uzakta,
üstelik biraz sağır da.
.
Bazı bazı Ay saklanır, yıldızlar uyur, böcek sesleri geceyi vururdu obada.
İşte öyle anlarda omzuna attığı koyu renk şalı, yalın ayaklarıyla eğilerek çingene kızı,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bahsettiğiniz kadar varmış: okudukça, özümsüyor insan. Özgür sevdalara özlemi vurgulayış çok güzel. Hernekadar, atfedilsede 'bir çingene sevdası' na. Hep bir yanlarımız o fütursuzca yaşama özlem duymuştur. Tebrikler.
Sevgi gibisi,
sevda gibisi var mıydı dünyada?
Büyülerin şahı,
gönüllerin günahı,
sevenlerin ahıydı onlar..
Gezseler dört bir bucağı,
onlar gibisini bulmak, görmek mi?
Bu mucizeden de öte...
Onlar özeldi, onlar güzeldi..
Onlar yürekleri dumansız yanan sevenlerdi..
Onlarınki;
yalan gerçekte bir giz,
bir büyü, bir hayal, bir düş..
Onlarınki özgür ancak saklı bir sevda....
Kısaca 'bir çingene sevdası'.....
***************
Çok nefis buldum. Çingene özgürlüğü ve özgür çingene sevdası gibisi var mı? Sevgiler, saygılar...
Mehmet Nacar
keşke bizimde olsa benzeri sevdamız.çşingeneleri tanımasam çok güzel kurgulamışsın diyecektim. lakin onları adeta yaşamışsın. yaşamışsın bir şaire yüreği ile ve bu güzelim şiiri yaratmışsın. sevgi ve saygılarımla:
rr.akdora
.......hoşgeldiniz:))))))) anlaşılan boş gelmemişsiniz.......çok güzel ,etkileyici bir çalışma olmuş.....cesurca.....yüreğinize sağlık ...Yüksel özbek
Sevgi gibisi,
sevda gibisi var mıydı dünyada?
Büyülerin şahı,
gönüllerin günahı,
sevenlerin ahıydı onlar..
Gezseler dört bir bucağı,
onlar gibisini bulmak, görmek mi?
Sevdayı hak eden, kim olursa olsun baş tacı edilmeli..
teşekkürler Nesrin hanım..
tebrikler
çok güzel....
kaleminize sağlık nesrin hanım...
sevgiler..
Öyle güzel anlatmışsınız ki!..Tüm dizeleri izledim.Gönlünüze, kaleminize sağlık..Sevgilerimle Hatice Bediroğlu
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta