CİNAYETİN ÜSTÜNÜ ÖRTECEKLER
Yağmur her yere aynı yağmaz
Bu hayatta herkes umduğunu bulamaz
Fırtınalı denizde meçhule giden gemi
Gözlerden kaybolurken,
Masal üfleyip buralara bıraktı bizi
Hayat böyle önüme çıktı ansızın
Dağdan yedik, gölden içtik,
Ağızımızın payını verdiler
Başka dünyalardan habersiz yaşadık
Çekirge gibi zıplayamadık,
Kanadı kırık kuşlar gibi uçamadık
Mutlu diyarlar uzaktı çok,
Hasret tortuları dondu kaldı yüreğimizde
Bir parmak bal çalınmış şehrin sokaklarında
Düştüğümüz yerden kalkıp,
Morarmış yanlarımızla,
Yalnızlığımıza sarılıp, dolanıp durduk
Dağların tepelerindeki dumanın
Yalnızlığımızın yangınından çıktığını bilemedik
Uçurumlarda aradık yitik yetilerimizi
Kanyon misali oyduk kendi kendimizi
Sahte şövalyelik yaptık, geceleri kılıçtan geçirdik
Yokluğun dibini gördük, kedere doyduk
O çağlarda sürgüne yem olduk
Bir hayal dünyasında yaşadık
Mahalle baskılarından doğan telaşlara kapılıp
Komşu noterlere onaylattık fikirlerimizi
Saflığımızın dibine vuran tortularında
Nesli tükenmiş aşklarımıza sarıldık
Yeni sevgililer aradık bulduk
Bata çıka boğulmamak için çırpınarak
Denizlere, deryalara ulaşamadan,
Suya sabuna dokunmadan,
Savruk gecelerde yırtık-pırtık uykularla
Farkında olmadan eskittik yılları
Gölgelerin oyununa geldik
Yaşamadan yaş alıp bağ evlerinde
Dul kalmış yaşlı ağaçlarla, kartlaşmış asmalarla,
Pekmez havuzlarında, yalın ayak, başıkabak
Yılların eskitemediği şarkıları dinleyerekten
Adım adım bu günlere geldik
Kahırlar ben sizi san ki,
Daha öncelerinden, bir yerlerden tanıyorum
Her günün mektubunun zarfını yırtıyorum
Bakıyorum yine hasret, yine selam kelam
Bu şehir dönüşü olmayan vedalara benziyor
Daracık bir dünya görüşümüzle
Baştan çıkartıcı düşler gördük
Bir mavi, bir yeşil kaldı usumuzda
Hakkımızı arıyoruz, dünya kaçacak delik arıyor
Küçücük şeyler yüzünden ölüp gidiyoruz
Böylesi bir hayat adam olur mu hiç
Sabır taşı olsa çatlardı
Teneşir paklar bizim gibileri
Bilseydik dünyadaki sefilliğimizi
Dünyanıza gelir miydik hiç
Gecenin karanlığında,
Görüş mesafesinin azaldığı,
Ay’ın sessizliğinde bir gece
Kuytulara yoğun sis çöktüğünde;
Bir gün bir uçak düşecek susuz çöllere
Kara kutusunu bulamayacaklar
Faili meçhul olacak,
Cinayetin üstünü örtecekler.
Yaşar Tandoğan Karabulat
Kayıt Tarihi : 19.6.2024 15:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!