Titredi yapraklar, silkelendi yaşlı Köknar.
Diyor: “-Gençlik gitti, yaşamanın ne önemi var?
Ne kırgınlık bu ne eziyet, dört yanım ecel
Savuran kasırga değil, mevsiminde esen yel...”
Eğildi yaşlı Çınar, sundu evvela hürmet.
Dedi: “-Muhterem dostum, bir derdin mi var? ”
Cevapladı yüreğine su serpen suali, Köknar.
Hıçkırdı, içini çekti ve dindi...
“-Bizler kocadık artık mirim!
Taşıyamaz olduk gövdemizi.
Menzil yakın ama uzar yol,
Rüzgârla eğilip kalkmam zor.
Yağmur bereket, bende çorak,
Doğmuyor ufkumda güneş eskisi gibi parlak! ”
Metindi, tekindi Çınar, yaşamıştı;
Ama yine de serin bir gölge dolaştı kuru dallarında.
Dağıttı hararetini çok geçmeden;
İlk değil iki değildi,
Gününden ahvalinden şikâyet eden.
“-Dostum, devran yıkıla kalka döner!
Ne umutlar doğar, niceleri söner...
Beşik bile olur kimine mezar,
Değildir hiçbir fani dünyaya hükümdar.
Ve Sen dalın eğilir
Budanır gidersen de bir gün,
Mücadelen yaşasın dipdiri, sonsuza kadar...”
(İstanbul, 05.04.1989)
Gökmen ÇebitürkKayıt Tarihi : 16.10.2009 12:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gökmen Çebitürk](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/10/16/cinarin-ogudu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!