Ne yazık ki yetmiyormuş
Sadece sevmek seni.
Ölesiye sevmek
Ya da ölmek
Lazımmış nisan rehavetinde.
Saçlarının karasında
Bütün ayrılıklarından soyun bu gece,
En derin hasretini giy üstüne,
En mahrem sırlarını sür gözlerine,
Gözlerimdeki yıldızları tak saçlarına.
Hiç bilmediğim bir dilde şarkılar söyle bu gece.
En güzel şiiri yaz;
Çocuğum hala
Bakma yüreğimde yetiştirdiğim
Acılara
Hala uçurtma uçurmak
İstiyorum,
Saklanmak bütün acılardan...
Yak bedenimi Nemrut'un ateşiyle,
Yak ki hiç iz kalmasın sendden arta.
Bir bedevi sancısı yüreğimdeki.
Şiir olmayı becerememiş kelimelerin
Utangaçlığı.
Bu gece;
Bütün hasretlere, ihanetlere,
Ayrılıklara inat
Dünyayı zapt edeceğiz seninle.
Sev-iş-meyi öğreteceğiz
Unutulmuş kavimlere...
Yer ile yeksan bir sevdadan yadigar,
Asırlık gözyaşlarımın kekre tadı dudaklarımda.
Lanetli bir ölüme direniyor yürek her gün doğumunda.
Kimsem yok ardımdan ağıt yakacak, gözyaşları ile toprağımı sulayacak...
Kendi sessizliğinin gürültüsünden müzdarip bir yalnızlık belası.
Hiçbir yüreğe iltica edemeyen bir haymatlos gibi,
Gözlerin
Eylül darbesi
Gülüşün;
Uzak ülkelere sürgün edilişim.
Bakışlarının altındaki anlamlardan
Devşiriyorum cümlelerimi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!