...Cin-Ayeti Danıştay!

Bu insanlar, eğer insan iseler,
Gönüllü veya gönülsüz
Belli odakların sözcülüğünü yapmıyorlarsa,
Azıcık dürüstlük varsa,
Vicdan diye bir şey taşıyorlarsa,
Gelecek nesle şerefli bir miras bırakmak istiyorlarsa,
Çıkıp “Türk Halk”ından özür diler...
...
Söz konusu: Danıştay cin-ayeti...
...
Kendisini merkez gören gazeteler
Ezberletilmiş gibi, türban cinayeti başlığını atmışlardı...
Laiklik hassasiyeti yüksek Sezer, işi irTiCaya,
Baykal, katilin hükümetten cesaret aldığına,
Gizli güçlere uşaklık yapan Hazirun ise,
Laikliğin içinin boşaltılmakta olduğunu bağırıyorlardı...
...
La-iklerimiz galeyana geliyor...
Cinayete kurban giden hâkimin,
Cenaze töreninde arbedeler yaşanıyor...
Hükümet temsilcileri yuhalanıyor...
İş çığırından çıkıyordu...
Hatta siyaset kurumlarına yönelik,
Açık bir yıpratma kampanyasına dönüşüyordu.
...
Danıştay cin-ayetini; dini teröre bağlayanlar,
Terör önünde el pençe divana duranlar,
Acaba tarihin ve vicdanların
Yargılamalarından kurtula bilecekler mi?
...
İşte Tübitak’ın Danıştay cinayetine ilişkin raporu...
Nasıl oluyorsa, cinayet günü,
Danıştay binasındaki güvenlik kameraları bozuluyor.
Hayır, hayır bozulmuyor...
Kamera kayıtları, Oyak’ın güvenlik şirketi tarafından siliniyor...
Tesadüf bu ya!
Sıhhiye Orduevi’nin Danıştay binasını gören kameralarının da
Cinayet günü bozulduğu gibi...
...
Herkes susuyor... Sezer de susuyor,
Baykal susuyor, yüksek yargı mensupları da susuyor,
Laik nümayişçilerimiz susuyor, merkez medya da susuyor,
Ergenekon sulandırıcıları da susuyor...
...
Bırakın onlar sussunlar da,
Bu gün de, biraz da biz konuşalım...
Danıştay Cin-Ayetini...
...
Brs-200410