atların ne işi var içimde durup dururken. biri indirirken başını, diğeri şaha kalkıyor. hayat, sürtünüyor parmaklarıma. görüyorum, insan fotoğrafları var her yerde.
kahkahadan boğulan, acıdan kavrulan insanlar.
çocuklar; dağ tepe tırmanan… hayatı tırmanan çocuklar...
deniz; insanları yutan, ağıtlandıran kadınları...sarıp sarmalayan deniz, öpüp kucaklayan...
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Ateşin Sesi, Ozanca Yunuscası, Sinyalicesi ve Taş'ı gümbür gümbür sıralanmışlar. Varolsunlar.
'Yazabilir' yetkinliğe ulaşabilmek.
Dünyayı, doğayı, insanları anlayabilmek. Sıradanlığın üstünde 'anlamayı' kolaylaştırmak. Paylaşmak.
'Yazabilmek' Tanrı'nın büyük armağanı bir insana.
Gönülün gümrah yeşilliklerinde oradan oraya at sürüleri uçar. Sayısız kuş savrulur. Konar okuyabilene.
Yazmak bir araç yalnızca. Bakan, gören, gözleyen, ayrımlayan, anlam katan için. Yazmak yürekten süzülenin parmakların arasından sıyrılarak hayata karışması.
Aynur Özbek Uluç'un yaptığı gibi örneğin.
Yumuşacık gülen bir nene, inadına. Öyle ki; Adriano Celentano, şarkı söylüyor gözbebeğinde.
Karıncaların dansını izlemeye meraklı minik gözler, bir ahır önünde.
Yürek
Dilek
Emek
* * *
Şiirlerarası yolculuk demişti sevgili Rahim Taş bir yazısının başlığına.
Bazı şiirler, tıpkı bazı şehirler gibi....
Seyahate davet havası saklıyorlar bünyelerinde...
Sevgili Aynurdan okuduğum dizelerden başka bir şiire seyahat için davet geliyor..
Cımbızın açıldığı yer: yaşamak çünkü
Sevgilim Hayat
.........
..............
Gün turuncu bir hayalet gibi yükseliyorken
izmarit toplayan çocukların üstüne
çekleri imzalanıyorken devlet katlarında faşizmin
bacımı koyvermiyorken şizofreni,
yüzüme bak
ve rahmini bana doğru tekrarla
ben öyle bilirim ki yaşamak
berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır
çünkü biz savaşmasak
anamın giydiği pazen
sofrada böldüğümüz somun
yani ıscacık benekleri çocukluğumun
cılk yaralar halinde
yayılırlar toprağa
etlerimiz kokar
gökyüzünü kokutur
..
......
Tez, antitez, ve henüz ulaşılamayan Hipotez... İşte HAYAT bu... Zıddıyla varolan, ancak olumsuzlukla olumluyu anlayabildiğimiz... Belki de insan bu kadar aciz...Binyıllarca çekilen acılar, milyarlarca insanın acılarının üzerine basarak tırmanmak... Ulaştığımız şu hayatı hangi insanların çektiklerine, emeklerine borçluyuz bilmiyoruz. Belki insan bu kadar vefasız... Kimlere borçluyuz, borcumuzu nasıl öderiz? İşte bu noktada Aynur yazdı, biz düşündük; Biz hem geçmişe hem de geleceğe borçluyuz galiba. Bize borcumuzu ödemek için emek vermek düşüyor... Hayata bir şeyler eklemek... Yoksa bizden öncekilere karşı yapacağımız haksızlığa dayanamaz bu yürek...
şiir; içine aşk konulup denize atılmış bir şişedir,bulanların elleriyle ovduğu kelimelerden çıkan cinin hayatımızı güzelleştirdiği...
Yürek
Dilek
Emek
Yazmak gerek...Çok yazmak, çok çizmek, çok kanırtmak hayatı; parçalandığı yerden.
Çok düşmek çukurlara, bize ne sunduysa hayat, gizli pergellerinde.
başımızın üstünde uçan bir denizdir aynurun yüreği(martılar yüreklerinde deniz taşır çünkü)
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta