Ben bu iskelenin süryanisiyim
giden gider
bana kalır güneşin kızıllığı
herkesi uğurlayan o uğurlanmaz hüzün
ayırmaz kıyısından içimdeki korsanı
Yalamadır rotası
2
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Devamını Oku
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Sön dörtlüğün şiiri rayına oturmuş tebrikler
Mümkün olsa yaşımı bi 8-10 yaş büyütüp Muzo demeyi isterdim sana.Ama neylersin bizim tevellüt bayağı bir geriden geliyor.Saygımı bozmamak için hiç bir zaman çok istememe rağmen Muzo diyemedim.
Yaşlı kalbimin ensesinden öpülmüş çocuğusun sen.
Dostluğumuz bu camın arkası ile sınırlı değil biliyorsun Muzaffer ağbi.
Yarın günün şiiri köşesine bakma fırsatın olursa senin için Bilal Oğlanın hikayesini anlatırım.
Allah'a emanet kendine mukayyet ol ağbi.
Üçü birarada keyfiyle şiir
ben kendim burda şahsen: ammanin ne gadderde güsel.. ne gadder de eyi.. diyenlerin sözcüsü değilim.. ancak mümkün mertebe görebildiğim güzellikleri aktarmaya çalışacağım.. ki forumda bu kasavet.. akşam rehaveti dağılsın.. dört gözle katılımcı bekliyenler de rahat soluk alabilsinler..
1- şairin beğenilmek alkışlanmak gibi kaygısı yok.. gayet mütevazi bu hususta.. ben kendim için yazıyorum yemişim okurunu.. düşüncesini.. yergisini.. havasın da.. bence doğru olan da bu.. doğalllık.. şiirin olmaz ise olmazı..
2-kasılmamış içinden o an o geçmiş onu yansıtmış bir kaç sözcük kasıntı gibi duruyorsa da.. hep sokakta süklüm püklüm yürümüyoruz ya.. arada bir kafayı bir yere çarpmamak.. gören serseri sanmasın diye dik yürümeye çalışıyoruz.. kasıntı olarak algılanmamalı.. içten samimi..
3- herkes gibi.. ah sevgili şimdi nerdesin ölüyordum kız aşkından.. farkım yok şimdi şaşkından.. sen mesulsün yüreğimde ki taşkından.. gibi dizeler ile sevi konusuna balıklama atlamamış marjinal bir alana.. etnisite sorunsalına yönlenmiş..
bu sorunu..hem azınlık pisikolojisi (süryani)... hem ırkçı bir yaklaşım ( çingene) ile ele alıp..iki tarafın müşterek noktası arasat ta harmanlamış objektivitenin koynuna yelken açmış ki.. sanatçı yaklaşımı bu olmalı.. at gözlüğü ile bakmamalı her hangi bir olguya..
4- pösteki sayar gibi.. ulu orta akıp giden bir hayatı bir yerinden.. sonra yok başka bir yerinden.. tutmaya çalıştığımız.. bir çıma işlevi gördüğümüz tutunamadığımız hayatı.. bundan daha iyi ifade eder sözcük olabilirmi..
5- ben gelir bir şiir iliştirir giderim meğer millet burda hem de ne gadder güzel sosyalleşiyormuş diye keşfettiğim günün şiiri etrafında.. bu vesile ile hasbihal ediyoruz bundan güzel bir şey olurmu.. gir şiir forumuna konu açma iste 2000 yılında açılı konu on senedir orayı işgal etmiş.. söz temsil ben bugün nikah şairi bozarmı diye konu açmak istedim o vakit farkettim yeni konu almıyor.. halbu ki burda bu vesile taze taze konu işliyebiliyoruz an be an..
6- içimiz de istidadı olup beğenmeyen arkadaşlar.. bak ne kadar kötü yazmış ben de kendi şiirimi beğenmezdim.. demekki kötü şiir sever bir çevre de var lay lay lom.. yaşasın kıymetim anlaşılacak diye sevinebiliyoruz.. daha çok güzellik vardır da.. görmek mesele.. mesela cama bakınca sinek pisliği görmekte mümkün dışarının yeşil bir manzarayıda.. saygılar ile.. bence..
Şiiri tam anladım,net ve kesin anladım diyen, o şiiri şiir saymamış olur.Çünkü böyle kıstaslar ancak nesir yazıları için mümkündür.Nesir yazılarında bile okuyan kişi için, o metne aşinalık, metni anlayabilecek kültürel alt yapı vs. gibi özellikler gerekir.Bir şeyler anlamak için bile kafa yormak gerekir.
Şiiri çok anladım diyen kişi yine şairin keyfiyetine, irfanına, sarahatine bağlı kalmak zorundadır. Şiirden çok şey anladım diyene, neleri anladın ve en çok neyi anladın diye sormak icap eder. Kişisel olarak bendenizi az çok bir şeyler anladığım sezinlediğim şiirleri okumak mutlu ediyor. Ama illa da bir şey anlamak gerekir mi? Diye sorarsanız, şart değil derim.
Bana diyorsanız iyelik güzellik uzmanı bu bir dalga geçmedir hoş olmuyor demekle yetineyim. Ama ne anladın diyorsanız, satır satır açıp gereksiz yere yanlış tahminlerde bulunup bilgiçlik taslayacak kişi ben değilim. Böyle bir şeyi her zaman gereksiz ve anlamsız bulmuşumdur. Buna her okur kendisi isteğine bağlı olarak kafa yormalıdır. Ben bu şiirden ne anladığımı yorumumda şu sözlerle özetlemiştim;
‘’Şiirinde kader bana gülmedi sözünü söylüyor en çok şair.’’Neden bunu söylüyor, şundan efendim;
Herkesler birer gemi gibi hayat iskelesine canları istediği gibi yanaşıp hayatın bu berbat zehir gibi tadından canları istediği gibi uzaklaşırken bana çımacı olmak düştü, yani devamlı bu iskeledeyim. Bu hayata katlanmak zorundayım. Ne kadar zor olursa olsun bana düşen iskelede kalmak diyor. Bilmiyorum yanılıyor muyum?
Özetle şiir ucu çok anlamlılığa çıkan mısralarla dolu güzel bir şiir. Neleri anladığımı anlatmam imkân dâhilinde değil. Ben en çok neyi anladığımı yazdım
Selam ve Saygılarımla Nurani Bey.
‘’Ağrısı olmayanın şiiri olmaz.’’ demiş Yaşar Kemal. İşte şiir bir bakıma acılarını, ağrılarını dillendiremeyen insanoğlunun günlük konuşma lisanından farklı bir lisan ile deşarj olmasıdır. Kalbine hükmü geçmeyen şairin kendisi bile bu lisanı bazen tam olarak anlayamaz. Bu Allah söyletir durumu diye izah edilebilir.
Bu gün güne gelen şiir fikrimce günlük konuşma lisanından tam bağımsızlığını kazanmış, sanat zuhurattan tecelli eder, dedikleri türden yetkin bir şiir.Şairin sayfasındaki diğer şiirlerini de inceledim.İlk kez karşılaşıyorum, çok çok beğendim.Diğer şiirleri de güzel ve bu şiir imge cenneti güzel bir şiir.
Okurun çektiği sıkıntı, anlayamamazlıktan kaynaklanan duygudaşlık kuramama olabilir, diye düşünüyorum. Şiirin ismini ilk gördüğümde deniz ve denizcilikle ilgili bir terim olduğunu hatırladım, ama tam olarak neydi sözlüğe bakma ihtiyacı hissettim.
Evet, arasat, araf, arafat vs. sözcükler modadır günümüz genç şairler arasında. Ama her kullananın yanlış kullandığı ya da bir özenti yaranma, modaya ayak uydurma gibi gerekçelerle kullandığını düşünmek biraz söze ve sözcüğe önyargılılıktır diye düşünüyorum. Bilmiyorum yanılıyor muyum Naci ağbi?
Şairlerin sözcüklere karşı önyargılı olmak gibi bir lüksü yoktur dur. Çünkü şairin malzemesi sözdür sözcüktür. Onları alıp zihninde ve yüreğinde yoğurarak ürettiği imgelerdir. Ben şairin ‘’arasat’’ sözcüğünü isabetsiz kullandığını düşünmüyorum. Sadece şu aşağıdaki dizede sehven küçük bir hata yapıldığını düşünüyorum şöyle ki;
‘’bahar denilen savruk melek de geçen bazan’’
‘’geçen’’ sözcüğü ‘’geçer’’ olarak düzeltilse gerek, zira anlam düşüklüğü oluyor.
Söz çoğaldıkça eksiliyoruz.Özetle pek çok anlam çıkarmak ve yorumlamak mümkün. Ben en çok, ‘’ kader bana gülmedi’’ diyen ağzından öpüyorum şiirin.
Değerli şair ve tüm okurlara, seçici kurula en derin saygılarımla.
özel bir uğraş verip.. ben bu milletin şiir zevkinin içine edeyim.. bir daha şiirin adını bile anmasın.. günümüzde yazılanlardan medet beklemesin.. iyi şiirden artık ümidi kesip kabuğuna kapansın.. düşüncesi ile hareket ettiklerini sanmıyorum.. hepsi güzel bir şey yazmıya çalışıyor..lakin yol yordam bilmiyor.. heykeltıraş olsa deve yapacak olsa en eğri büğrü taşı al hörgücü şu yukarı gelsin der tarif edersin.. resim olsa.. kuşun kanadı olur kedinin kuyruğu dersin.. şiir tarif edilmez duyguları içerde uyandırma ise.. salkım söğütler şiirin de olduğu gibi.. yaralı bir atlı yuvarlandı atından bağırmadı gidenleri geri çağırmadı baktı yalnız dolu gözlerle kızıl kanatlı atlıların ardından der.. hayatın bir döneminde tökezlemiş ama ufukta batan güneşi görüp yarın yine doğacağına ümit besler insanı dejavu edersin olay bu..
eğer senin yansıttığın bi duygu okuyan da da düşünce uyandırıyorsa.. başlığından işkillenip onu okuma isteği doğar insan da.. ona verebilecek anlatabilecek.. bak bu da aynı şeyi yaşamış tek ben değilmişim dedirtecek kurgun olacak.. yoksa hızar testere gibi vır vır vır.. ne yani.. işmi bu?.. muhteva ne kadar dolu olursa olsun teknik bakımdan.. uyak kafiye hak getire.. mısraları müsiki yakalayamamış.. ahenk tempo tutturamamış.. kakafoni ile kimsenin kimse kulağına tecavüz etme hakkı yok.. gidip ıspanak yetiştirsin lahana büyütsün.. yoksa ben onlara vatan hainleri edebiyatı katlediyor demek arzusu elbette taşımıyorum.. saçmalamak kişisel bir haktır.. hiç bir anayasada yazılı olup verilmez.. alınır..
saçmalarken kişi eğer ölçülü ve tutarlı saçmalıyorsa.. noksanı teknik bilgiden ziya de içerik yönündedir.. Ali Ayçil bey kimmiş dedim baktım.. taa 2001 de yazmış.. kimsede ay devam et oluyor olacak eksiğin şu şu demediği için hayata küsmüş kalem almamış eline.. bir konuya yanıt vermemekte onu eleştirmek bir yerde.. hemde en gaddarca.. oysa şiiri seven insan edebiyata saygı duyan insan eleştirecek bittabi..
haa devamlı olmamış olmamış demek olmaz.. şurası hoş ama şura pek şık durmuyo diyeceksin.. eğer gerçekte istidadı var ve katır kafalı değilse.. yok katır kafalının biri ve ay onun burnu baskısından ezilecekse.. ay çok hoş olmuş eline sağlık hi hi hi.. felan deyip.. onu daha çok zırva yazmaya.. her gün foruma laf öbeği yetiştirtmeye mahkum edeceksin ki bundan güzel intikam olmaz.. bence.. sonra vatan mı kurtarıyoruz bu kadar pür dikkat aman çok ahım şahım şiir olsun çok marjinal egzantrik bi şey ortaya çıksın.. arzusu aşırı bencilce tüketme nefsin esiri olma değil de ne.. geçmişte sokakta dondurmam gaymak diye dolanan un bulamacını kepçe ile eline verirken.. bugün içi fındık fıstıklı kornetleri beğenmemek.. sadece tüketicinin lüksü değil bırakın üretmeye çalışanlar da ben çok uğraştım ama beğenmediler demek ki çok beğendiğim şaheserim de noksan var düzeltmeye çalışayım diye ona zaman tanımalı.. zaman her şey ilacı bence.. sanursam..
şiir yazılmaz şiir.. aksine şiir yaşanır..
kalıcı bir eser.. verme gerekirse..
komaz eve o karıyı.. şair boşanır
göyneği mintanı iç donu bile kirse
destan olur çıkar dağa silah kuşanır
namı yayılır o vakit yedi düvele
şanına yeterli mi? dikili anıt..
esamesi çıkınca en yüce levele
beton yığını heykeli neyi kanıtlar
yapar yayıncı kralı ile mukavele
serüvenin galibi ol duam niyazdır
esirgeyip bir an için gözünü kırpma
tarihe adını layıkı ile yazdır
huzurda hasımı yumurta gibi çırpma
vıcığını çıkar bir anda desem azdır..
bu ve bunun gibi benzeri.. koftiden şair olmaya öykünürken.. günümüzün imkan ve şeraiti.. türlü ulaşım olanakları sunduğu bireye.. mecnun gibi çöllerde dolaşma imkanı ahvali tanımadığı sebebi itibarı ile.. şair tatmadığı.. tadamayacağı.. duyguları imgelemin de.. inşaa ederken.. ah kavruldum yandım öldüm kız ayoool.. gibi gibi çığlıkları.. günümüz de komiğe kaçmaktadır.. halbuğsem.. ya yanardağ yerle bir olacak.. ya zindan da çürüyecek.. ya sürgün edilecek.. şair öyle çıkar.. harp görme deprem su taşkını yaşama.. yaptığın tek şey elinde kumanda zap canavarına dönüşen birey.. ancak ve ancak birey ile uğraşır.. bireysel şiir yazar.. tutunamaz.. sokakta kendi kendine konuşan bir deli olmaktansa en iyisi.. tık tık tık günümüz imkanları ile sanal forumlarda.. birilerini yermek.. içerdeki öfkeyi kusup rahatlamak.. maç izleme sevmediğinden.. sevip değer vereceği hayat arkadaşı olmadığından artık doyduğu haz almadığı müzik dizi den soğuduğu için.. kendini bi nebze deşarj edebilme .. yergi ile.. fenamı.. yoh canım çoh küzel çoh.. ehü ehü..
efendim hep derim ya nacizane kabul edin yine lütfen..
şair,mutlaka bilgi donanımlı olmalıdır..
Süryaniler anadolu hristiyanlarıdır..Yerli malıdır diğer tüm dinler gibi..ve tüm hristiyanlar gibi onlar da arafa arasata inanırlar..
araftaki arasattaki yoğunluk bundan bir bakıma..
Sezai hocanın ilginç ve bir o kadar da güzel bir şiirini paylaşmak istedim sizlerle bu noktada..
Doktorun Karşısında
Doktor bir kavisim var bir kavisim var
Geçen günden beri bir kavisim var
Ondan bir akıntı mıdır yarasalar
Bir kavis önünde linç mi demek kurtarılacak bir kent ki
Yeşil bir toprak selameti
Bir kabrin bir cihanlık cömertliği cesareti
Kitaplardan kitaplara
Atılarak erişilmiş bir saygı saati
Bir kırağı yaprağında son direniş çiçekleri
Ölen bir hristiyanda bir yahudi zambak sesi
Çarşıların boşluğunda ben bir eski çeşme yası
Affedersiniz doktor siz süryani misiniz
(Hayır ben süryani değilim ama arkadaşim süryani)
Ben çok incil gördüm çıkmamış boyalari
Biraz daha gerilmiş yazıldığı ceylan derisi
Ama silinmiş ölüme karşı dayatan
Lazarı ayağa kaldıran muştu defnesi
Bütün defnelerı kırdık bir güveç neşesi
Fırınlar açıldı narlar kurudu
Kuyu deştik sular çekildi
Doğ ey kuyruklu yıldızı ülker kümesi
Bilirim en çorak toprağın bile var bir kehaneti
Bir kerameti
Bir gelecek zaman ticareti
Demet demet muştuları
Demet demet nimetleri
Doktor siz süryani misiniz
Yani eski bir süryani
(Hayır ben süryani değilim ama arkadaşım süryani)
Bilirim bilirim incilden yola çıktınız
Ama yolu çabuk şaşırdınız
İncilden kendinize bir şeyler katacağınıza
Kendinizden incile çok şeyler kattınız
Sevdiniz öyle sevdiniz ki sevdiğinizi tutup mermere işlediniz
Ama sonra tutup mermere taptınız
Mermeri kadeh kadeh
Bir alacakaranlik gibi içtiniz
Sonra kustunuz mermeri
Çağlarca kustunuz mermeri
Ey mermer kusan ırk
Ey oruçsuz tiyatro
Acıkmış iftarsız acıkmışlar
Güneşten başka ne bulmuşsa yemiş olanlar
Doğuya hücum demek doğuya hücum var
Işte size bir kent ki
Yanlış yanan bir linç ampulünden
Size eşsiz bir şölen var
Kemiklerimin ışıklarindan
İyi sanat doğrusu misyonerlik
Doktorluk gibi doktor
(Hayır ben süryani değilim ama bir arkadaşım var)
*
Siz çin diyorsunuz anlıyorum
Bir pirinç hastalığı falan
Geçiyorsunuz da bengisulardan
Bir hızır hızarından
Bir tabut pınarından
Gözümün hastalığından
Nasıl ki Meryem de bir çocuk sezmişti Cebrail sularından
Nasıl ki yeşil sancaklar inmişti bir gün Diyarbekir surlarından
Kurtarıyordunuz beni
Bana bir gemi gibi yaklaşan
Üsküdar akşamlarından
Fatih camii gibi aydınlıktınız
Bir fakir ölüsü kadar sessiz ve sade
Sağımda kırgın solumda çılgın
Önümde Yakup Yusuf ve İshaktınız
Arkada kaynak sular kadar berraktınız
Dün akşam üzeri güneşi siz batırdınız
Başkası değil doktor güneşi siz batırdınız
Ama inandim ki doktorsunuz değilsiniz süryani
Doktorsunuz doktordan başka birşey değilsiniz yani
Sezai Karakoç
Beni Bir Soyut Şiir Tüketti, (D) okunmadım...
-
Kılımı, kılçığımı ayıklayıp kenara koy,
Tuz bas (y) aralanmış saç diplerime.
-
Öncesi hamam, sonrası tamam bir dolunay,
Kuzeybatı rüzgarlarının iliklerimize iş(l) ediği bu sahrada.
-
Kalk gidelim, (biber) onlara doldurup gözyaşlarımızı,
Gülmek istedikçe tıkarız gırtlaklarımıza…
02.03.2011 / 11.55 – 12.03
Ne olusa olsun yazayım derdi, hangi sebeple yazdığım derdini galebe çaldığında ben de böyle şeyler dök(tür) üyorum.
Bilmem, sıkıntımı anlatabildim mi.
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta