Hangi güzel vardı, toprak olmadı..
Hangi ceylan göz vardı, yere akmadı..
O toprağa mahkum, gönülse ona..
Zevalse cehennem, mümkün mü tahammül!
Zevalden gelirken, feryatlar bekaya yükseliyor..
Sense fani bir fenada mahkum, nerede aşk-ı beka..
Güneşe sevdalı bir gönlün penceresinden bakıyorum..
Cilvede mahkum ama; kıvılcımda bir şimşek oluyorum..
Tararrinde şems var, vuslat-ı şemste bir sırrı azim..
Merdiven, basamak, şems-i baid mekanlar, mesafeler..
Kurb-u aşk hülyan, vuslat derd-i pak ve bir sual-i azim
Sırrında ki tılsım imdad-ı rahm, sen otur, sen dur, sen ona layık ol..
Perdeleri açık bırak, şems-i akdes bizi bulur..
Kayıt Tarihi : 10.11.2011 19:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!