Başka topraklara benzemez
Her taşın altında bir çılgınlık
Tarih yazıp çizmekle bitmez
Tarihe doyar bütün insanlık
Herodot öyküler anlatır
Kimi doğru, kimi yanlış
Kocaman bir kulak kabarır
Midas’ın eşek kulakları
Kulak da amma kulakmış
Kim ne fısıldasa duyarmış
Karış karış bilir her yerini
Sular seller gibi Evliya Çelebi
İbrahim ateşe atılır
Nuh gemisini yüzdürür
Eyüp öğretir sabır
Buluşur Musa ile Hızır
İki denizin birleştiği yerde
Yuşa desen peşlerinde
Daha nice peygamber
Bu memleketten geçer
Truva atı cin gibi sızar içeri
Tıpış tıpış en yaman kapıdan
Fatih’in muhteşem gemileri
Ayaklanıp da yürür karadan
Yunus Emre sırtlanır
Derdini bu toprakların
Yorgun sırtında odun taşır
Dervişi bütün ozanların
Bolu Bey’ine posta koyar
Aslanlar gibi Köroğlu
Ferman bile dinlemez
Dağlara çıkar Dadaloğlu
Ferhat aşkından dağları deler
Zavallı Şirin’i de hançer
Beyazlar içinde döner
Semaya teslim etmiş ruhunu
Koca Mevlana seni çağırır
Sormaz her kim olduğunu
Çanakkale’de ayağa kalkar
Esaret bilmez bir millet
Geçit vermez cümle cihana
Tarihte yok böyle cesaret
Gazi Paşa seslenir sırtlarda
Hiç tereddütsüz ölmeyi emreder
Huşu içinde süngüyle kafa tutar
Şehit olur kefensiz nice nefer
Ne zaman ki bir gün dikilir
Üstüne akılsız kem bir göz
Hemen kahraman kesilir
Hem erkeği hem de kadını
Ölmek için verir söz
Bu memleket bizim be
Memleket kadar çılgınız
Uğrunda ölmek gerekse
Elbet fedadır canımız
Akın Korkmaz
Kayıt Tarihi : 5.3.2015 20:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!