Bu kentin mor salkımlı sokaklarına
Karla karışık saçların yağardı
Gözlerimde hülyalı gözlerin vardı
Gözlerin vardı içinde kırık salıncaklar
En parlak yıldızlara çıkarken
Üstüne gökyüzü düşmüş süt kokulu çocuklar vardı.
Bu kentin yaralı mavi göçmen kuşları vardı
Karanfil kanatları çelikten sağlam
İlkbaharda papatya falı bakıp
Güz yağmurları ile gözlerine konan
Gözlerin vardı içinde deniz kokulu bir anne
Yüreği kısırlaşmış çocuklar doğuran
Ve çocukların vardı gözleri ikindi
Adları tek tek silinmiş tozlu hafızalardan.
Şakakların vardı bu kente yıldırımlar yağdıran
Hüzünden beyaz gelinlik giydirilmiş
Bir günü diğerinden uzun zamanlar vardı
Gözlerin vardı içinde kambur bir çocuk
Birikmiş urlarını kör bir bıçakla kesmeye çalışan
Bin kere ölüp, bin kere dirilmiş
Savaşmaya hazır, tahtadan kılıçlar kuşanan.
Gözlerinden bu kentin denizlerine
Turna yürekli çocuklar yağardı
Elinde yitik bir sevda, bir de kül rengi bir kâse ile
Bir kadeh aşk şarabı için sâkiye yalvaran
Sözlerin vardı içinde baldan ırmaklar akan
Zümrüt yeşili tepelerden süzülen kartalların konduğu
Gözlerin vardı içinde bir aşk masalını anlatan.
Bu kentin urgan sokaklarında
Gözlerin vardı içinde darağaçları kurulmuş
Asılmayı bekleyen sonsuz aşklar vardı
Bir de çakal sürüleri kirli sakallarına inmiş
Bir ceylan yavrusunun peşinde koşan
Pusuya yatmış avcılar vardı.
Sarışın bir gece düşer gökten lime lime
Öpülesi gözlerindeki derin sızı
Mâhur kalbimde yaralar açar
Gözlerim vardı içinde çılgın düşler olan
Güneş görmemiş kovuklarda saklı
Ve bu kentte gözlerin vardı içinde bir çocuk mezarı
Sarı bir çitlembik için katledilmiş
Ruhunu gözlerinde saklayan
İçinde garip bir çocuk yatardı.
Kayıt Tarihi : 14.1.2021 06:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!